Şimdi en çok sevdiğin şey seni zirveye ulaşmaktan alıkoyuyor. | Open Subtitles | الآن الشيء الذي تُحبّه أكثر يمنعك من الوصول إلى القمّة |
Pekâlâ, burada mola verip, yarın zirveye ulaşmaya çalışırım. | Open Subtitles | حسناً ، سأعسكر هنا وسأحاول الصعود إلى القمّة غداً |
zirve toplantısı ve rehine durumu arasında, bununla ilgilenecek bir durumda değil. | Open Subtitles | فعلى الرئيس الرئيس معرفة ذلك .. ما بين القمّة و وضعية الرهائن |
Direkt ağaca çıkıyor. İki saat boyunca yürüyün, tepeye ulaşacaksınız. | Open Subtitles | إنّه يقود إلى الشجرة مباشرةً، سيروا لساعتين، وستبلغوا القمّة. |
zirvenin büyük bölümü çıplak kayalık bu yüzden yağmur suyu hemen akıp gidiyor. | Open Subtitles | مُعظم القمّة عبارة عن صخر أجرد، لذا تنحسِرُ الأمطارُ عنها بسرعة. |
Ve uzakta,zirvede küçük bir adam görüyoruz. | Open Subtitles | وترى ذلك الرجل الصغير يتسلّق نحوَ القمّة |
Tamam, sakın bana çikolatalı, arası reçelli ve üstte kremalı olduğunu söyleme | Open Subtitles | أجل، لا تخبريني، شيكولاه، ومربّى في المُنتصف، وقشدة زائفة على القمّة. |
Şuradaki tepeyi görüyor musun? | Open Subtitles | أترون تلكَ القمّة هناك ؟ |
En tepede bir değişiklik olduğunda, yeni baştan başlar ve kendi şebekelerini kurarlar. | Open Subtitles | عندما يكون هناك تغيير في القمّة يبدءون ببناء خطّ أنابيبهم الخاص |
Ve bu yalnız kalbi dışarda atan çocuklar zirveye çıktıkça sizden uzaklaşırlar. | Open Subtitles | هؤلاء أولاد يحملون قلوبهم في أيديهم المسافة بينهم وبينك تزداد بينما المسافة إلى القمّة تقلّل |
Gerektiği kadar öde, seni zirveye çıkarsınlar. Harfi harfine. | Open Subtitles | إدفع ما يكفي، وسحملونكَ إلى القمّة حرفياً |
Adamım, buranın yüksekliği 6 bin metre. Gerçekten deneyen insanların sadece yarısı zirveye ulaşmayı başarabilmiş. | Open Subtitles | يا رجل، هذه 20.000 قدم نصف المتسلقين فقط يصلون إلى القمّة |
Bayanlar ve baylar bu zirve toplantısının sonucunu sizlere haber vermek benim görevim ve sorumluluğum. | Open Subtitles | أيهاالسيداتوالسادة انهواجبُيومسؤوليتُي لاقدملكمنتيجةِهذه القمّة |
zirve toplantısı ve rehine durumu arasında, bununla ilgilenecek bir durumda değil. | Open Subtitles | بين القمّة و الوضع السئ للرهائ هو ليس فى حالة ذهنية مناسبة للتعامل مع الأمر إلى جانب .. |
Bu adamlar zirve toplantısına kadar rehineleri öldürmeye devam edecekler. | Open Subtitles | سيستمر هؤلاء الأشخاص فى قتل الرهائن إلى أن يحين موعد القمّة |
tepeye ulaşırlarsa o lanet şeyi ateşleyecekler. | Open Subtitles | إذا وصلوا لتلك القمّة, سيفجّرزن هذا الشيء |
Bak, belki tepeye ulaşabilirsin ama dönüş yolunda ölürsün. | Open Subtitles | ربّما تصل إلى القمّة لكن قد تموت قبل أنْ تعود |
Bu bizim amaca, bir tepeye ulaşmayı önemsediğimizi ileri sürer. | TED | يوحي بإنّنا نهتمّ في الوصول إلى النهاية ، إلى القمّة . |
Hâlâ zirvenin kötü bir fikir olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | -ماتزال تظن أن القمّة فكرة سيئة |
Prensin cesedini zirvede uzandığını gördüğümde teklifimi kabul ettiğini anlayacağım. | Open Subtitles | سأتأكّد أنّك قبلت صفقتي عندما أرى جثّة الأمير فوق تلك القمّة |
En üstte kalma konusunda Çok iyidir. Ve satın almalar O' nun iş yaparkenki en favori bölümü. | Open Subtitles | إنّه لأمر جيّد البقاء في القمّة والإستحواذ هو جزءه المفضّل للأعمال |
Şuradaki tepeyi görüyor musun? | Open Subtitles | أترى تلكَ القمّة هناك ؟ |
Tamamen gönüllü emek üzerine kurulmuş bir ekonomidir, en tepede yayımcı şirket oturur ve kaymağı yer. | Open Subtitles | إنّه اقتصاد كامل مبني على عمل تطوعي ثم يجلس الناشرون في القمّة و يقشدون القشدة |
6 mil ötede, şu tepenin arkasında Mesa Ecza Deposu ve Nakliye Tesisi var. | Open Subtitles | ستّة أميال من هنا، فوق وعلى تلك القمّة فى مبنى ميسا الصيدلى وسيلة النقل والتخزين |
Bombayı bahane ederek zirveyi erteleyebiliriz. | Open Subtitles | سيدي، نحن مستعدّون لإلْغاء القمّة بذِكْر القنبلة الآن سيدي، نحن مستعدّون لإلْغاء القمّة بذِكْر القنبلة الآن |