| Bu şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en büyük su toplamış uçuk. | Open Subtitles | ذلكَ أكبر عقاب من القوباء رآيتهُ في حياتي. |
| uçuk son 6 hafta içinde bulaştıysa testte çıkmamış olabilir. | Open Subtitles | ربّما لا تظهر القوباء إن كانت تعرضت لها خلال الأسابيع الستة الأخيرة |
| uçuk ya da daha kötü bir şey kapabilirsin. Yeter Zack. | Open Subtitles | لا تلمسي أي شيء , يمكن أن تصابي بمرض القوباء أو بشيء أسوء |
| — Ahbap, suratında herpes var! — Kapa çeneni, velet! | Open Subtitles | ــ لديكِ بثور القوباء على وجهكِ ــ اخرس أيّها المتطاول |
| Ahbap, o kadar kral olacak ki. Hepsi herpes kapacak! | Open Subtitles | يا صاح، سيكون ذلك فتّاكاً جدّاً سيصابون كلّهم بمرض القوباء |
| Sonuçta da Zona olduğu için yapımı durdurup başka yönetmen bulmuşlar. | Open Subtitles | واخيرا, اصيب بداء القوباء قامت الشركة بأيقاف الفلم وقامو بالبحث عن مخرجا اخر لينهي الفلم |
| Zona hastalığı, çarpıntıdan önce göğüs ağrısına sebep olurdu. | Open Subtitles | القوباء يمكن ان تسبب آلام الصدر قبل ظهور الطفح الألم سيكون محصورا بمنطقة واحدة |
| Cinsel olarak aktif her bes yetiskinden birisinde uçuk çiktigini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون أن مرض القوباء يؤثر مرة من أصل خمسة نشاطات جنسية للبالغين؟ |
| Hayır, hallettim onu da. Herkese uçuk çıktı dedim. | Open Subtitles | لا، كان لديّ قصة للتغطية أخبرت الآخرين أن لدي داء القوباء |
| uçuk en yaygını ama kan verdiğinde görünmez. | Open Subtitles | القوباء أكثر شيوعا لكن لا يتم فحصها عندما تتبرع بالدماء |
| Çünkü adamda uçuk, sarılık ya da sıtma gibi bir hastalık olabilir. Onu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لأنّه ربّما قد كان مصابا بداء معدي كـ"القوباء"،"إلتهاب الكبد" أو "المالاريا". |
| İzini sürmek için yerleşik belleği yükleyince uçuk kaptım. | Open Subtitles | وقمت برفع تعليمات البرمجة لمحاولة تعقبه وأصبت بـ"القوباء". |
| Hayır, iyileştirmeyecek ama uçuk olduğu belli olmayacak ve ben de spor salonunda atıştığımı sonra işlerin kontrolden çıktığını iddia edebilirim. | Open Subtitles | كلاّ، ذلك لن يُساعدني لكن سيتم حجب القوباء. ويُمكنني أن أدعي أنني كنت ألاكم في الصالة الرياضية... وخرجت الأمور عن السيطرة. |
| ) Oha ahbap! Senin de suratında herpes var! | Open Subtitles | يا صاح، لديك بثور القوباء على وجهك أيضاً |
| Evet, ahbap. Annen suratında herpes olsun istedi. | Open Subtitles | أجل، أرادت أمّك أن تصاب ببثور القوباء على وجهك |
| Şef, herpes hakkında bilgi istiyoruz. | Open Subtitles | أيّها الطاهي نريد أن نعرف عن مرض القوباء |
| — Ailelerimize herpes bulaştırmak istiyoruz. — Beş dolar. | Open Subtitles | ــ نريدكِ أن تنقلي عدوى القوباء لآبائنا ــ 5 دولارات |
| Ayrıca stresten Zona olmuştum. | Open Subtitles | و أصابني داء القوباء المنطقية لأنني كنت متوترة جدًا |
| İltihap kapmış bir göbek deliği... Zona hastası yaşlı bir kadın... | Open Subtitles | زر البطن المصابة و سيدة مسنة مع القوباء |
| Buradaki üç kızdan birinin Uçuğu var. | Open Subtitles | أتعلم، أن واحدة من هؤلاء الفتيات الثلاثة تعاني من مرض "القوباء". |
| herpes mi? Ben uçuktan anlamam ki. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً عن مرض القوباء. |