İster Ulusal Güvenlik olsun ister Vatikan Polisi. | Open Subtitles | ولا آبه إن كان من أمامي وكالة الأمن القوميّ أم الشرطة الفاتيكانيّة |
Çocuğun Ulusal güvenlik için bir tehlike olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن الفتى يمكن أن يُمثّل تهديدًا للأمن القوميّ |
Uydu bilgileri içermesinden başka Ulusal güvenlik için tehdit oluşturacak bir şey yok. | Open Subtitles | عدا شارة البث بفلا شيء يمكن اعتباره تهديدًا للأمن القوميّ |
O zaman bunun Ulusal güvenlik mevzusu olduğunu anlayın, yürütmelikler ikinci planda kalıyor. | Open Subtitles | إذن فأنت تفهم بأنه في حالات الأمن القوميّ تتراجع أولويّات الأنظمة القياسيّة |
Belki de atamaz. Ulusal Güvenlik Teşkilatında bir dostum var. | Open Subtitles | ربما لا، لديّ صديق في وكالة الأمن القوميّ. |
Öngörümde, Jericho'nun Ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şeyler yapmış olduğu açıktı. | Open Subtitles | كان واضحاً في رؤياي أنّ "جيريكو" اقترفتْ شيئاً هدّدَ أمننا القوميّ |
Ama bu doğruysa Ulusal güvenliği oldukça zora sokar. | Open Subtitles | لكن لو صحّ هذا، ستكون هناك نتائجُ هائلة على الأمن القوميّ |
Bugün, burada Ulusal güvenliğimizin geleceğiyle ilgili olarak bazı önemli düzenlemeler yapmak için toplanmış bulunuyoruz. | Open Subtitles | نجتمع اليوم لنناقش بعض المسائل المهمّة المتعلّقة بمستقبل أمننا القوميّ |
Ulusal güvenliğimizin geleceğiyle ilgili önemli konuları ele alacağız. | Open Subtitles | نجتمع اليوم لنناقش بعض المسائل المهمّة المتعلّقة بمستقبل أمننا القوميّ |
Buzul-suz Ulusal Park olarak adlandıracağız. | Open Subtitles | سنسمّيه المتنزّه القوميّ النهر الجليدي المتناقصّ بحلول منتصف |
Sızıntıdan hoşlanmayan insanlar, bunun Ulusal güvenliğe zarar verdiğini söylemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الأُناس الذين لم يعجِبَهُم التسريب، محاولين القول بإنّ التسريب كان ضرراً بالأمن القوميّ. |
Ve savcılık makamı Ulusal güvenlik gerekçesiyle bu delillerin kamudan ve sizden gizlenmesi gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | الذي يظن الإدعاء إنها يجب أن تبقى بعيدة عن الناس و عنك من أجل مصلحة الأمن القوميّ. |
Savcılık bu delillerin Ulusal güvenlik gerekçesiyle Savunma makamından gizlenmesi gerektiğini ileri sürüyor. | Open Subtitles | يُطالب الإدعاء أن هذه الأدلة يجب لايتم كشفها للدفاع من أجل مصلحة الأمن القوميّ. |
Sürücü, ilerle. Neler olduğunu bilmiyoruz ama Ulusal Muhafızlar bir tür manevra yapıyor. | Open Subtitles | ـ أيها السائق, تقدم ـ لا نعلم ما الذي يجريّ الآن, لكن الحرس القوميّ |
Bu noktada Ulusal Muhafızlar'ı göndermek sadece kitle isterisi oluşturur. | Open Subtitles | إرسال الحرس القوميّ الآن سيتسبب في ذعر المواطنين. |
Evet, Bob Ulusal Güvenlikle ve ben de ona Catherine'in bize bahsettiği davada yardımcı oluyorum, hatırladın mı? | Open Subtitles | اجل , بوب من الأمن القوميّ, و, أنا فقط أساعده, في القضية تلك التي اخبرتنا عنها كاثرين, أتذكّرُ؟ |
Bioterörizm tehdidi göz önüne alındığında, artık bu Ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş oluyor. | Open Subtitles | نظرًا لوجود خطر إرهابٍ حيويّ، هذه القضيّة أصبحت تابعةً للأمن القوميّ. |
Belki de atamaz. Ulusal Güvenlik Teşkilatında bir dostum var. | Open Subtitles | ربما لا، لديّ صديق في وكالة الأمن القوميّ. |
Bir Ulusal Güvenlik dronunun şifresini kırmaya çalışıyoruz. - Niye? | Open Subtitles | نحاول كسر تشفير طائرة آلية معينة تابعة للأمن القوميّ. |
Ulusal Güvenliğe sızmana izin verdiklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أتصور أنهما راضيان باختراقك الأمن القوميّ. |
NSA ile beş yıl geçirince, dünyanın nasıl işlediğini öğreniyorsun. | Open Subtitles | خمس سنين مع وكالة الأمن القوميّ ستعلّمك كيف يسري العالم. |