"القوه" - Translation from Arabic to Turkish

• güç
• gücü
• güçlü
• güce
• gücün
• sert
• gücüne
• gücünü
• kuvvet
• gücüm
• güçtür
• güçle
• güçten
• kuvveti
• kuvvetlerine

güç acı verir ve utandırır. Aksi takdirde emin olamazsın.
القوه هي إيقاع الألم والإذلال بدون هذا, لن تكون واثقا

Sayı üstünlüğü tek güçtür, bu yerde güç bizim olsun istiyorum.
القوه في هذا المكان بالكثر وأريد أن نكون نحن هذه القوه

Yaklaşımımız güç kullanmak zorunda kalmamak için güç kullanma yeteneğimizi ve isteğimizi göstermek.
منهاجنا هو اثبات قدراتنا واستعدادنا لاستخدام القوه لذلك قد لا يستلزم منا ذلك

Vezir tüm gücü elinde tutarken şah sabit duruyor. - Nasılsınız Dr. Crane?
لا عجب في هذا, الملك ثابت لا يتحرك بينما الملكه تملك القوه المطلقه

- Bu kadar güçlü bir taşçıyı öldürmek yazık olacak.
أليس من الأسف أن أقتل قاطع أحجار بمثل هذه القوه

Geçmişte ne olursa olsun, artık aynı beceri ve güce sahip değil.
أياً ما كان بالسابق فهو لم يعد لديه نفس القدره أو القوه

Uzay gemime dönmeliyiz. Uçmaya gücün var mı?
يجب أن نطير عائدين الى مركبتى الفضائيه هل لديك القوه ؟

Başlangıçta, o Tek güç ışığı yaratıp dünyayı ve üzerinde yaşayan canlıları yaratana dek sadece karanlık vardı.
كانت الظلمات تغمر الكون فى بدء الحياه ثم خلقت القوه الإلهيه النور

- Bu güç daima sende mi olacak?
بالنسبه لى فهذه القوه لأحطم بها أى قيود التى يمكن قيدى بها

Bu evde çok fazla güç var, Ann.
يوجد الكثير من القوه فى هذا المنزل .. آن ؟

Yalan olsa bile seveceğim de. Bunu söylemene, bana güç vermene ihtiyacım var.
قل هذا حتى إن لم يكن حقيقي لإعطائي القوه.

Sertlik ve güç, ölümün arkadaşlarıdır.
, ولكن عندما تصبح جافه وصلبه . تموت القوه والصلابه . هم رفقاء الموت

Makine Dairesinden. güç alanını sürdüremiyoruz.
،قسم الهندسة للجسر لا يمكن تحمل القدره الكاملة على مجالات القوه

Umarım gücü görmeye hazırsınızdır çünkü oyunculuğun dibine vurmaya geldim!
آمل أنكم مستعدين لرؤية جولة القوه لأنني هنا لأُمل بإبداع

Peki onun gücü sana nasıl ulaşıyor?
هو الذى منحنى القوه ولكن كيف تصل قدرته إليك؟

Onu hareket ettiren gücü ne lanetleyebiliyor, ne de övebiliyor çünkü bunun nereden geldiğini bilmiyordu.
كان لا يستطيع أن يبارك و لا أن يلعن القوه التى تحركه حيث أنه لم يكن يعلم من أين تأتى

Eğer şimdi girersek, dönmek için yeteri kadar güçlü olamayabiliriz.
إذا دَخلنَا، نحن لَنْ تكون لدينا القوه الكافيه للرُجُوع خارج.

İnsan üstü bir güce sahip olduklarını biliyoruz ama onlara zarar verebiliyoruz.
نعلم أن لديهم قوه أكبر من القوه البشريه لكننا يمكننا أن نؤذيهم

Bir kere gücün tadını aldı, bırakmak istemiyor.
لقد ذاقت مذاق القوه ولن تتخلى عنها ابداً

Uzun süre Paris'ten uzak kaldın Bu kadar sert vurmana gerek var mı?
لقد كنت بعيدا عن باريس لزمن طويل اتحتاج ان تضرب بهذه القوه ؟

Sana acı vermek için onu istediğim zaman istediğim dereceye getirme gücüne sahibim.
لدي القوه , ان اوقع بك الالم وقت ما أشاء وباي درجه اختار

Hayatta kalan çok güçlü bir irade ama bu gücünü diğer hayaletleri kontrol etmek için kullanıyor.
إن روح باقيه تصبح قويه جدا لدرجه انها تستطيع بكل هذه القوه السيطره على كل مصادر الأرواح الباقيه الأخرى

Senin türünün sahip olduğu kuvvet burada, burada değil.
لديك نوع مختلف من القوه .وتملكها هنا, ليس هنا

Bırak burada öleyim. Lütfen, hazır gücüm varken hemen oluversin.
أمتني هنا أرجوك أجعله سريعآ بينما لا يزال لدي القوه

Yanlış anlama. Bunun güçle ilgisi yok.
أعنى لا تأخذى فكره خاطئه ليس هذا بسبب القوه

Hani bu evdeki güçten bahsedip duruyorum ya.
سمعتينى أتحدث بخصوص القوه الموجوده فى هذا المنزل

Bir düşman kuvveti kuzeye ilerledi, İngilizlerin arkasına doğru döndü ve batıya doğru Ngakyedauk'u almak için ilerledi.
القوه الأولى تقدمت شمالاً ودارت خلف البريطانيين

Evet, Cato, polis kuvvetlerine geri alındım.
حسناً.. كاتو.. سأعود إلى القوه.