Senin için gerçekten büyük şeyler olabileceğini görüyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ ان الأشياءَ الكبيرةَ حقاً سَتَحْدثُ لَك أنا فعلا اعتقد هذا |
büyük konuşmayı yapıp ona sonunda hamile olduğumu söyleyecek olmak korkutuyor beni. | Open Subtitles | أَخَافُ المحادثةَ الكبيرةَ حيث أُخبرُها أخيراً أَنا حبلى. |
büyük hamleni üç hafta önce yapmalıydın Sana sürekli söyledim. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مثاليَ لذا هي سَتَجِدُني بدون مقاومة ويُمْكِنُني حينها أَنْ أُؤدّي حركتَي الكبيرةَ |
Ama düğün mahvediyor benim büyük ablam, bunu işleyemez. | Open Subtitles | لكن أختَي الكبيرةَ التي تُخرّبُ زفافي، أنا لا أَستطيعُ مُعَالَجَة ذلك. |
Karım, büyük aile isteyen aslında oydu. | Open Subtitles | زوجتي،هي التى كَانتْ تريد العائلةَ الكبيرةَ. |
Evet, yine de genelde büyük eller oyuncu elemez. | Open Subtitles | نعم. هي عادة لَيستْ الأيدي الكبيرةَ أولئك يَعمَلُ هو، مع ذلك. |
"büyük kıç seven yaşlı erkeklere yer yok" | Open Subtitles | لا بلادَ للرجال العجائزِ الذين يَحْبُّون المؤخرات الكبيرةَ |
Bütün bildiğim beyzbol bu yüzden büyük resmi hemen görebiliyorum. | Open Subtitles | البيسبول كُلّ مأَعْرفُ لذا أَرى الصورةَ الكبيرةَ بسرعة |
büyük haberini, hava atarak tam da benim berbat olduğum anımda söyledi. | Open Subtitles | فقط يَتكبّرُ أخبارَه الكبيرةَ في الوسط تماماً فظيعي... الوقت. |
"ve Washington'a giden yolda en büyük şansını yakalar," ha? | Open Subtitles | "ويُحرزُ فرصتَه الكبيرةَ لشق طريقِه إلى واشنطن "؟ |
Bilindiği üzere büyük çalışmalarından dolayı, | Open Subtitles | نتائجه معروفة بسبب دِراساتَه الكبيرةَ |
büyük ödülü sen kazandın. | Open Subtitles | رَبحتَ الجائزةَ الكبيرةَ. |
- büyük konuşmaları sevmem. | Open Subtitles | - أنا لا أَحْبُّ المحادثاتَ الكبيرةَ. |
büyük oyun başlatacağız. | Open Subtitles | نحن نَبْدأُ اللعبةَ الكبيرةَ. |
Bu sizin için büyük bir kayıp değil Dr. Wales. | Open Subtitles | تلكَ لم تكن خسارتَكِ الكبيرةَ د. (ويلز). |