"الكبير الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • o büyük
        
    • olan büyük
        
    • kocaman
        
    Dışıda gördüğünüz o büyük kalkan, onu koruyacak olan ısı kalkanı o. TED ذلك الدرع الكبير الذي ترونه في الخارج، هو الدرع الحراري الذي سيقوم بحماية المركبة.
    Birisinin önceden kırdığı o büyük burun, kaşlarının üstündeki yara izleri tamamıyla onu önceden güçlendirdiğini gösterir, bu onu diğerlerinden üstün yapar. Open Subtitles ذلك الأنف الكبير الذي كسره أحدهم في وقت ما، وندبات فوق الحواجب كل هذا يظهر انه فرض أو حاول فرض، إرادته على الآخرين
    Peki İskoçya'daki o büyük kocaman dev iş ne oldu, ha? Open Subtitles مذا عن العمل الكبير الذي كنت تتحدث عنة ؟
    Bu beni etkilemek zorunda olan büyük rakam. Open Subtitles هذا الرقم الكبير الذي يفترض أن يثير إعجابي و
    Size açık yüreklilikle cevap verebilirim ki beni engelleyen şey, Kraliçe'ye karşı olan büyük aşkımın bu günaha tahammül etmemi kolaylaştırmasıdır. Open Subtitles فسوف أجيب بكل صدق أن السبب هو الحب الكبير الذي أكنه لجلالتها هو ما منعني من فعل ذلك
    İstediğin kalp şeklindeki kolyeyi bana satmayan o kocaman şişman adam vardı ya. Open Subtitles كان هناك ذلك الرجل السمين الكبير الذي لا بعني ذلك القلبي عقد أردت
    O "büyük kötü"ydü, Dawn. Geleceğini bildiğimiz şey. Open Subtitles إنه الشرير الكبير الذي كنَّا نعلم بأنه قادم
    Ertesi gün ilk iş olarak, yaşadığımız o büyük evden sürüldük ve buraya geldik. Open Subtitles طردنا من البيت الكبير الذي كنا نعيش فيه اليوم التالي مباشرة وجاءنا إلى هنا
    Yani kafandaki o büyük soruya yanıtım, hayır. Open Subtitles لذلك جواب السؤال الكبير الذي في عقلك هو كلا
    Bana karşı beslediğin o büyük kinle buraya izinsiz şekilde girip beni öldürünce, patronların bu işe ne der sence? Open Subtitles أنا ميّت على الأرضيّة؟ أأنتِ هُنا للتعدّي على مُمتلكات الغير؟ مع ذلك الحقد الكبير الذي تحملينه؟
    Trenden indiğim o büyük merkez istasyon da buna dahil. Open Subtitles أو يبنيه كهذا المستودع الكبير الذي أتيت إليه
    Ortaya çıkardığınız o büyük gezegen hiçbir halta yaramaz. Open Subtitles ذلك الكوكب الكبير الذي قُمتم بإختياره ، لا يُساوي شيئاً
    Sadece yapmayı plânladığın o büyük düğünden aklını uzaklaştırmak istiyorum. Open Subtitles أوه أنا فقط أحاول إبعاد تفكيرك عن حفل الزواج الكبير الذي تخططين له
    Bizi birbirimize bağlayan o büyük nehir dışında. Open Subtitles بصرف النظر عن هذا النهر الكبير الذي يربطنا
    Oradaki o büyük ev ne, anne? Open Subtitles -ما هو هذا المنزل الكبير الذي هناك يا أمي؟
    Önünde sütunları olan büyük beyaz bir bina. Open Subtitles إنه المنزل الكبير الذي أمامه عواميد
    Bugün senin çaldığın şey neydi? kocaman şey Open Subtitles ماذا كان ذلك الشيء الكبير الذي كنت تلعبين عليه اليوم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more