| Bu haftaki ödeviniz hayatınızda sessizliğini koruduğunuz bir şey hakkında yazmak. | Open Subtitles | واجبكم لهذا الأسبوع سيكون الكتابة عن سر تحافظون عليه في حياتكم |
| Sadece... Cinayet hakkında yazmak çok kolay. | Open Subtitles | انه فقط ,حسنا , من السهل الكتابة عن القتل. |
| Tek yapabileceğim bana heyecan veren şey hakkında yazmak. Beni azdıran şey hakkında. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أستطيع فعله هو الكتابة عن الأشياء التي تثيرني، الأشياء التي تجعلني منتصباً |
| Bence kendin hakkında yazmaya çalışıyorsun Ve konuyla ilgili hiçbir fikriniz yok. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تحاولين الكتابة عن نفسك وليس لديك أي فكرة عن الموضوع |
| Dün gece çorap çekmecem hakkında yazmaya başladım. Çorap gibi erkekler. | Open Subtitles | بالأمس بدأت الكتابة عن دُرج جواربي، الرجال كالجوارب |
| Bu kişisel. yazamazsın. | Open Subtitles | .اعتقدت أن هذا شخصي لا يمكنك الكتابة عن هذا |
| Eğer güçlü bir kadın hakkında yazmak istiyorsan istediğini elde edebilmek için beynini kullanan birini bul. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين الكتابة عن إمرأة قوية إبحثي عن من يستخدمن عقولهن ليحصلن على ما يردنه |
| Şey çünkü fark ettim ki sorunlarım hakkında yazmak, onların çözülmesini sağlamayacak. | Open Subtitles | حسناً 000 لأني أدركت أن الكتابة عن مشاكلي لن يحلها |
| Bir yer hakkında yazmak, oraya gitme fırsatını yakalamak. | Open Subtitles | الكتابة عن مكان ثم الحصول على فرصة للذهاب إليه |
| - Ne hakkında yazmak istiyorsun peki? | Open Subtitles | عمّاذا تريد الكتابة إذن ؟ أريد الكتابة عن الجواسيس |
| Rahip Daniel Berrigan bir seferinde "Mahkumlar hakkında yazmak biraz ölüler hakkında yazmaya benzer" demişti. | TED | صرح الأب دانيا بيريغان ذات مرة أن " الكتابة عن السجناء نادر الحدوث كالكتابة حول الموت والموتى." |
| Hep politika hakkında yazmak isterdin. | Open Subtitles | لطالما أردتِ الكتابة عن السياسة. |
| Medya hakkında yazmak, New York eliti hakkında yazmak okuyucularda yankı yapan kişisel haberler anlatmak Suriye'yi, Afganistan'ı ve Washington'u haber yapmanın değerini alıp götürmüyor. | Open Subtitles | الكتابة عن الإعلام، عن النخب في "نيويورك"، كتابة القصص الشخصية التي تجد صداها لدى القراء لا يؤثر أبدا على تغطية "سوريا" |
| - Oh, ben polis kuvvetinin olaylara kayıtsız kalışı hakkında yazmak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد الكتابة عن لا مبالاة الشرطة |
| Amanda'nın dediği gibi, seks hakkında yazmak kolay. | Open Subtitles | كما تقول (أماندا) : الكتابة عن الجنس أمر سهل |
| Joseph Bell, hakkında yazmak istedim bu yüzden onun babasından öğrenebileceğim her şeyi öğrendim, ve bunun gibi. | Open Subtitles | أردت الكتابة عن (جوزف بل)، لذا تعلمت كل ما كان بمقدوري عن والده و غيره |
| Güneydeki hapishane hakkında yazmaya devam edersen birini öldürüp burada, Iowa'da hapse gireceğim. | Open Subtitles | لو واصلتي الكتابة عن السجن في الجنوب سأقتل شخصاً ما وأدخل السجن هنا في أيوا |
| Jack Harkness'ı ölürken gördü ve bunun hakkında yazmaya karar verdi. | Open Subtitles | رأى " جاك " وهو يموت وقرر الكتابة عن ذلك |
| Galileo keşfi hakkında yazmaya başladı. | Open Subtitles | بدأ جاليليو الكتابة عن اكتشافه الجديد |
| O yıl, kilise skandalları ve şirketlerdeki yozlaşmalar hakkında yazılar yazan muhabir Veronica Guerin uyuşturucu suçları hakkında yazmaya başladı. | Open Subtitles | "في ذلك العام، بدأت (فيرونيكا غيرين) الكتابة عن الجريمة،" "وهي صحافية معروفة بكشف فضائح رجال الدين وفساد المؤسسات." |
| Mektubu yayınlamadan hikâyeni yazamazsın. | Open Subtitles | لايمكنك الكتابة عن الرسالة بدون عرضها |