Belki. Belki de bizim Konuşacak çok şeyimiz olduğunu düşündü. | Open Subtitles | يمكن ذلك ربما ظنت لدينا الكثير للتحدث به |
Konuşacak çok şeyimiz var ama şimdilik bunları bir kenarda bırakacağım. | Open Subtitles | ،لدينا الكثير للتحدث بشأنه لن أتطرق الى كل هذا الآن |
Konuşacak çok şeyimiz yok. | Open Subtitles | لن يكون لدينا الكثير للتحدث عنة |
Dürüst olmam gerekirse, eski sevgilin ile akşam yemeği yemek biraz tuhaf ve konuşacak fazla bir şeyimiz var gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | بصراحه من الغريب قليلا ان نحظي بعشاء مع عشيقك السابق ليس وكان لدينا الكثير للتحدث عنه |
Güzel. Eminim uzmanlarınızın konuşacak çok şeyi vardır. | Open Subtitles | رائع , اعتقد انه لدي خبرائك الكثير للتحدث عنه |
Pekala, üçünüzün konuşacak çok şeyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حَسناً، أَعْرفُ أن لديكم الكثير للتحدث بشأنه |
Seninle Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | أنا وأنت لدينا الكثير للتحدث بشأنه |
Konuşacak çok şeyimiz varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدوا بأن هناك الكثير للتحدث بأمره |
Sanırım Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | أظن أنه لدينا الكثير للتحدث عنه. |
Seninle Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | أنا وأنت لدينا الكثير للتحدث بشأنه |
Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | لدينا الكثير للتحدث عنه |
Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | لدينا الكثير للتحدث عنه |
Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | عندنا الكثير للتحدث عنه |
- Konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | لدينا الكثير للتحدث بشأنه |
Aslında konuşacak fazla bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، لا يوجد الكثير للتحدث عنه |
Eminim üçünüzün konuşacak çok şeyi vardır. | Open Subtitles | لديكم الكثير للتحدث فيه |