"الكلبِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • köpek
        
    • köpeği
        
    • köpeğin
        
    • köpeğe
        
    • köpekle
        
    • Köpekten
        
    • kuduz
        
    Sekizde Niles'la köpek yarışmasına gidiyoruz. Open Subtitles النيل وأنا عِنْدي ذلك معرضِ الكلبِ في ثمانية.
    Bu köpek 3 gündür burada. Open Subtitles هذا الكلبِ المعيشة هنا للأيام الثلاثة الماضية.
    Bu köpek konusunu kimseye açma. Open Subtitles أَبَداً أخبرْ أي واحد حول هذا شيءِ الكلبِ.
    Arka koltuktaki köpeği görmemiştim. Open Subtitles أنا لَمْ أَرى ذلك الكلبِ في المقعدِ الخلفيِ لَمْ أراه ـ أي كلب ؟
    Sarah Hala artık, köpeğin seni korkutmasına izin vermeyecek. Open Subtitles العمّة ساره لَنْ تَتْركَ ذلك الكلبِ خوّفْك أكثر.
    Bu köpeğe 3 gündür bakıyorum Chandler 'ın haberi bile olmadı. Open Subtitles كَانَ عِنْدي ذلك الكلبِ لثلاثة أيامِ، وشماع ما كَانَ عِنْدَهُ فكرةُ.
    Güneş bazen köpek kıçında doğarmış. Open Subtitles تُشرقُ الشمسُ حتى على مؤخرت الكلبِ بَعْض الأيامِ.
    Baharat ile ıslak köpek karışımı gibi. Open Subtitles مثل الفلفل الأحمرِ مَع لمحه من رائحه الكلبِ المبلل.
    Biliyor musunuz, bağırsaklarımı sıçıyordum, vadinin birinde bir köpek gibi inliyordum. Open Subtitles تَعْرفُ , shitting أحشائي خارج، يَشتكي مثل بَعْض الكلبِ في ممرِ.
    köpek pisliğini kaldırmak için bile bana güvenmedi. Open Subtitles هي لَمْ تُأتمنْني حتى بما فيه الكفاية لإلتِقاط تغوّطِ الكلبِ.
    McCallum Tekstillerinin tek erkek varisi, belediyenin köpek parkında kendi Range Rover'ına zorla bindirilirken görülmüş. Open Subtitles الوريثَ الذكرَ الوحيد لمنسوجات مكالم، تم رأته يدفع إلى سيارته الروفر في متنزه الكلبِ البلديِ.
    Senin için eğlenceli olabilir, ama o köpek benim için çok değerli. Open Subtitles حَسناً، قَدْ يَكُون ذلك مضحكَ إليك. لكن ذلك الكلبِ يَعْني الكثير بالنسبة لي.
    köpek minderine oturmaktan belim döndü. Open Subtitles شَدَّ ظهرُي جُلُوس على ذلك سريرِ الكلبِ.
    Evet o moruk, sefil, kadın-döven, köpek katili... Open Subtitles نعم, هو رجل عجوز, بائسِ يضرب زوجته, يقتل الكلبِ
    Ne de olsa senin durumunda bütün gün burada yalnızken ve o köpeği dolaştırırken... Open Subtitles مع ذلك... في شرطِكَ، لوحده هنا طِوال النهار، يَمشّي ذلك الكلبِ.
    O köpeği kazanmak için 24 yapman lazım! Open Subtitles المفترض ان ناخذ 24 لرِبْح ذلك الكلبِ
    Eddie, diğer köpeği kalana takma. Open Subtitles يا، إدي، لاتقلق حول ذلك الكلبِ الآخرِ.
    köpeğin bizimle yaşaması mümkün değil. Open Subtitles ليس هناك طريق ذلك الكلبِ يَتحرّكُ هنا مَعنا. رجاءً؟
    köpeğin seni sevmediğini fark etmiş olmalısın. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تُدركَ بأنّ بأنّ الكلبِ لَهُ لا مودّةَ أصيلةَ لَك.
    Phoebe, köpeğin havlamasını duyabiliyoruz. Open Subtitles فويب، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَسْمعَ نِباح الكلبِ.
    köpeğe bir yer bulması için yardım ediyordum. Open Subtitles كُنت أحاوِل مساعدة الكلبِ ليجدَ لنفسه مكاناً
    Her gece bu köpekle yürüyüşe çıkıyordun, değil mi? Open Subtitles أنت تَمشّي ذلك الكلبِ كُلَّ لَيلة، أليس كذلك؟
    Şu Köpekten büyük bir ders almalısın. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتعلّمَ a درس كبير مِنْ هذا الكلبِ هنا.
    kuduz hakkında ne kadar bilginiz var bilmiyorum... Open Subtitles أنا لا أعلمٌ مقدار معرفتكِ بشأنِ مرض داء الكلبِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more