"الكمان" - Translation from Arabic to Turkish

• kemanı
• Kemanın
• kemancı
• Kemanını
• Kemana
• keman
• kemanım
• kemanla
• çello
• viyolin
• cello
• kemanlar
• kemandı
• kemancının

Venezuela'daki "El Sistema" öğrenmek için kemanı aletini bir araç olarak kullanıyor.
اذا مشروع " إل سيستيما " في فنزويلا يستخدم الكمان كآلة تعليم

Üzgünüm, efendim.Küçük kız elimdeki kemanı görmüş...
انا اسف سيدي لكن كانت هناك فتاة صغيره رأت الكمان بيدي

Kemanın için üzgünsün ama kadının ve iki çocuğun da buna üzülüyor
صحيح, أنك مكتئب بشأن الكمان, لكن لديك زوجة وطفلان وأنت مسؤول عنهم.

Örneğin, kemancıların sol ellerinin sureti, kemancı olmayanlara göre daha büyüktür.
كمثال، تكون اليد اليسرى عند عازف الكمان أكبر من غير العازفين.

Ve çok serinkanlı olan Bay Heifetz Kemanını kaldırıp şöyle dedi, ilginç, ben hiç bir ses duymuyorum.
وكان السيد هيفيتز شخصاً لطيفاً للغاية لذا فقد مسك الكمان وقال، مضحك، أنا لا أسمع أي شئ.

Kemana bakmak için bir adam geldi. Eski olmadığını ve Avusturya malı olmadığını söyledi. Çin malıymış, fabrikada yapılmış.
لقد أترى رجل يبحث عن الكمان لقد قال بأنه ليس قديماً و ليس من أستراليا بل من الصين

Şu tırnaklarına bak. keman yüzünden onları kesmen gerekiyor. Defalarca söyledim.
من المفترض أن تقصيها لأجل الكمان أخبرتك بهذا , توقفو توقفو

Hatta kemanı bile düzgün tutamazdı. Ona ben öğrettim.
لم يكن حتى يستطيع حمل الكمان بطريقة صحيحة انا قمت بتعليمه

Oh! Müziği seviyor. Sadece kemanı tercih ediyor.
انه يحب الموسيقى غير انه يفضل العزف على الكمان

Şimdi kemanı da geri almam gerekiyor.
لدى الآن للحصول على الكمان مرة أخرى أيضا.

kemanı bırakmana... ve futbol oynamana da kesinlikle gerek yok.
لا داعي لترك الكمان ولا داعي للعب كرة القدم

Ama kemanı sadece özel insanlar çalabilir.
حقاً .. لكن الأشخاص الجيدين هم الذين يعزفون الكمان

Kemanın tüm bunları benliğine çektiğini, kendi karakterini ve tınısını yarattığını düşünüyorum.
يبدو لي كأن الكمان قد أمتص كل هذا وصنع كيانه وصوته الخاصين.

Ve tıpkı bir Kemanın telleri gibi, farklı motiflerle titreşerek farklı müzikal notalar üretebilirler.
بالضبط شبه الخيوط الموجودة على الكمان يمكنها الاهتزاز في قوالب مختلفة منتجةً نوتات موسيقية مختلفة

Sakat bir tarla işçisi, melez bir kancık ve yaşlı bir kemancı.
عامل حقل مقعد و بغي مختلطة اللون و و عازف الكمان العجوز

Beni o şanssız kemancı gibi aynı deliliğe sürüklemek istiyor.
ليغوص في نفس حماقة عازف الكمان الذي لم يحالفه الحظ.

Jacque'ın Kemanını dinlemek oldukça rahatlatıcıydı.
لقد أنقذني من العوده إلى جاك و عزفه على الكمان.

Sen de Kemana geçersin belki.
لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ تُوافقَ عليه الكمان.

Sen iki hafta öncesine kadar hiç keman çalmadığını mı söylüyorsun?
هل تخبرني انك منذ اسبوعين لم تعرف كيف تعزف على الكمان

Güzel. kemanım odanın bir yerinde mi?
جيد، هل الكمان موجود هنا في الغرفة؟

Ama senin kemanla aran cidden iyi Bu ileride de yapmak istediğin şey mi?
لكنّك بارعٌ حقاً في العزف على الكمان أهذا ما تودّ فعله؟

Genç Yo-Yo Ma'yı belki tanıyabilirsiniz ve çello veya hiperçello çalarken vücudunun izlenmesi.
قد تتعرفون على يويو ما الشاب وهو يحرك جسده خلال العزف التشيللو أو الكمان الجهير.

Dört yaşında viyolin çalmayı öğrendi, oniki yaşında ilk eserini yazdı.
وتعلم الكمان في الرابعه قام بتأليف مقطعه الاول وعمره 12

Sanırım cello sanatcıları bir suru konsere gidiyordur.
أعتقد أن عازفي الكمان يقصدون الكثير من الحفلات

- Çok teşekkürler. Üstelik kemanlar için parayı nereden bulacaksınız?
بالأضافة , من أين ستجلبين المال لـالات الكمان ؟

Sadece sorunları olan bir kemandı ayrıca bu benim yazdığım bir şaka, sen de diğerleri gibi çaldın.
انها فقط كألة الكمان الموسيقية ولكن لديها مشاكل في الحجم, وهي ايضا نكت انا كتبتها كالنكت التي قلتها قبل قليل.

Konserden önce bir kemancının elini kırmamalısın.
أنت لن تكسر يدّ عازف الكمان قبل الحفلة الموسيقية