Bütün akşamı birlikte geçirmeyi ve konsere gitmeyi planlamıştık. | Open Subtitles | لقد خططنا أن نمضى طوال الأمسية معاً ، ثم نذهب لرؤية الكونسيرت |
Sizi bir konsere götürecekti ama siz bir şey olduğunu ve onunla gelemeyeceğinizi söylediniz. | Open Subtitles | لقد كان سيقوم بأخذك إلى الكونسيرت و لكنك قلت أن شيئاً قد حدث و أنك لن تستطيعين الذهاب معه |
Robert, seninle konsere gelemem. Bir şey oldu, önemli bir şey. | Open Subtitles | "روبرت " ، إننى لا أستطيع الذهاب إلى الكونسيرت لقد حدث شئ ، شئ هام |
Chicago'dasın. Robert'le konsere gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت فى شيكاغو إنك ذاهبة إلى الكونسيرت مع " روبرت" |
- Robert, konsere gidemem. | Open Subtitles | -روبرت " ، لا يمكننى الذهاب إلى الكونسيرت " -ماذا ؟ |