"الكونغرس على" - Translation from Arabic to Turkish

    • kongre
        
    Marshall yardımı için kongre $5 milyar doları onayladı . Open Subtitles وافق الكونغرس على 5 مليارات دولار من المساعدات لمشروع مارشال
    Gözünü ondan ayırma, tabi, ama kongre sivil haklar yasamı oylamak üzere. Open Subtitles أحرص أن تراقبه، لكن الكونغرس على وشك أن يصوت على مشروع القانون.
    Özellikle de bir kongre üyesi suç salgınına karşı kazanılan başarıyı açıklamak üzereyken. Open Subtitles لا سيما عندما تكون عضوة الكونغرس على وشك أن تُعلن عن . نجاح مكافحة وباء الجريمة
    Sağlık Bakanı bugün, kongre'den önce projenin sağlık üzerimdeki etkilerini doğruladı. Open Subtitles أكد اليوم وزير الصحة أمام الكونغرس ...على الأشياء المؤثرة على الصحة
    kongre yol istimlaklarını onayladı. Open Subtitles سيوافق الكونغرس على اقتطاع مال لإقامة الطرق.
    kongre'yi de süreci hızlandırıp savaş ilanı talebimi oylamaya davet ediyorum. Open Subtitles كذلك أحث الكونغرس على أن يسرع العملية ويصوت بطلب مني على إعلان الحرب
    Çok az federal yasamız vardı, silah taşıma iznimiz yoktu ve kongre de öyle kalmasını istiyordu. Open Subtitles كانت لدينا قوانين محدودة تُقيّـد حيازتنا للأسلحة... وقد راق الأمر لأعضاء الكونغرس على هذا النحو.
    Çok az federal yasa vardı, silah taşıma hakkımız yoktu ve kongre öyle olmasını istiyordu. Open Subtitles كانت لدينا قوانين محدودة تُقيّـد حيازتنا للأسلحة... وقد راق الأمر لأعضاء الكونغرس على هذا النحو.
    Bu hafta içinde kongre yeni dizayn uçak gemisi yapımı için tam 14 milyar dolarlık bir ödenek ayrılmasını oylayacak. Open Subtitles لاحقاً هذا الأسبوع، سيصوّت "الكونغرس" على تخصيص 14 مليار دولار لبناء طراز جديد من حاملات الطائرات.
    Gördüğüm kadarıyla Başkan hala kongre ile bütçe kavgası veriyor. Open Subtitles أرى أن الرئيس... لا يزال يصارع الكونغرس على الموازنة
    Yani kongre üyesi ilişkinin bitişi hakkında doğru söylüyor olabilir. Open Subtitles والذي يعني أن عضو "الكونغرس" على الارجح يقول الحقيقة حول إنتهاء العلاقة الغرامية.
    Valim, 1980'de kongre, Mülteci Kanunu'nu geçirerek federal hükûmete mültecileri eyaletlere yerleştirme yetkisi... Open Subtitles حضرة المحافظ، في عام 1980 وافق الكونغرس على قانون اللاجئين تمكين الحكومة الفيدرالية للسماح لوجود اللاجئين في أنحاء البلد
    Valim, 1980'de kongre, Mülteci Kanunu'nu geçirerek federal hükûmete mültecileri eyaletlere yerleştirme yetkisi... Open Subtitles حضرة المحافظ، في عام 1980 وافق الكونغرس على قانون اللاجئين تمكين الحكومة الفيدرالية للسماح لوجود اللاجئين في أنحاء البلد
    - CIA bir kongre soruşturması geçirecek, millet. Open Subtitles تحقيق من طرف الكونغرس على وكالة (سي اي اي)، يارفاق اجل
    Anlatılanlara göre son sözleri şöyleydi: "Sayın Başkan, kadınlar, özgürlük için daha ne kadar bekleyecekler?" Genel oy hakkının tanınması on yıllar alsa da 1920'de kongre 19. yasa değişikliğini onaylayarak kadınlara oy hakkını nihayet tanımış oldu. TED وفقًا للكلام المتداول، كانت كلماتها اﻷخيرة: "سيدي الرئيس، إلى متى يجب على النساء الانتظار للحصول على الحرية؟" مع أن تحقيق المساواة الكاملة استغرق عدة عقود ليحصل، في عام 1920، صادق الكونغرس على التعديل الدستوري الـ19، مانحًا بذلك النساء حق التصويت أخيرًا.
    Kaçırılma olayından altı hafta sonra kongre Lindbergh Yasasını onayladı ve kaçırılma olaylarını federal kapsama aldı. Open Subtitles عقب ستّة أسابيع من حادثة الخطف... وافق الكونغرس على قانون (ليندبرغ)... والذي إعتبر الإختطاف جريمة فيدرالية.
    Rehine olayından altı hafta sonra kongre, Lindbergh yasasını kabul etti ve adam kaçırma federal suç oldu. Open Subtitles عقب ستّة أسابيع من حادثة الخطف... وافق الكونغرس على قانون (ليندبرغ)... والذي إعتبر الإختطاف جريمة فيدرالية.
    Axe Sermaye, sermayedarın kayıplarını telafi etmek için kongre'nin, federal düzenleyicilere koyduğu sınırlar dahilinde verilen bu cezayı adil, makul ve uygun buluyor. Open Subtitles تقبل (أكس كابيتال) غرامة كهذه وتعتبرها عادلة ومعقولة ومناسبة وفقاً للقيود التي حددها الكونغرس على المنظمين الفدراليين لاستعادة خسائر المستثمر
    Aslında yakın zamanda yapılmış bir anket vardı ve anketör, kongre onayı değerlendirmesi ile bir dizi başka kötü şeyleri karşılaştırıyordu ve sonuç olarak, kongre onayı değerlendirmesinin daha kötü olduğu şeyler; hamam böcekleri, bitler, Nickelback grubu, kanal tedavisi ve Donald Trump çıktı. Fakat bekleyin, iyi haber: en azından uyuşturucu laboratuvarı ve bel soğukluğundan daha iyi çıktı. Dostlar, bir problemimiz var. TED في الحقيقة، هناك استفتاء تمّ مؤخرًا حيث قارن منظم الإستفتآت معدل استحسان الكونغرس مع الأشياء الكريهة، وقد وجد، في الحقيقة، أن معدّل استحسان الكونغرس هو أسواء من الصراصير، القمل، فرقة نيكلباك، سحب عصب الأسنان و دونالد ترمب. (ضحك) لكن انتظر، الأخبار الجيدة أن الكونغرس على الأقل أفضل من مختبر الميثامفيتامين و السيلان. (ضحك) لدينا مشكلة، أيها السادة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more