İkinci büyük öncelik fabrika çiftçiliği. | TED | والأولويّة الكُبرى التي تليها هي المزارع الصناعية. |
Hala büyük şeyler için savaş veriyorum, ama şimdi bu benim küçük ve bireysel yolumda kalıyor. | Open Subtitles | مازلت أُقاتل فى سبيل القضايا الكُبرى ولكن بطريقتى الفردية البسيطة |
büyük ikramiye 2 milyon. Payınızı veririm. | Open Subtitles | الجائزَة الكُبرى مليوني دولار، سأعطيكَ نصيبَك |
Üstelik önümde daha büyük bir macera beni bekliyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الكثير من المغامرات الكُبرى بانتظاري |
Bunu hangi büyük komploya sokabileceğini araştırıyor. | Open Subtitles | أيَ شيء يُناسِب المُؤامرة الكُبرى هوَ كُل ما تُريدُ معرفتَه |
Her şey, o büyük ikramiyeyi tutturmaya bağlı. Ama ortağa ihtiyacım var, güvenebileceğim bir adama. | Open Subtitles | الأمر كله يعتمد على سقوط الكُرة فى فتحة الجائزة الكُبرى |
Ona para ödeyen erkekler var, ister tezgahtar olsun, ister avukat isterse de büyük bir üniversitenin rektör yardımcısı. | Open Subtitles | الرجال الذين يدفعون للاستلاطة به، باعة أو محامين أو عميد لإحدى الجامعات الكُبرى. |
Bunun için gerekli olan teknoloji bir nükleer başlığı gezegenin diğer ucuna taşıyıp düşmanınızın en büyük şehirlerini yok etmek için gerekenle aynıdır. | Open Subtitles | التي ستحتاجها لحمل رأس حربي نووي, لمنتصف الطريق حول الكوكب لتدمير مُدن عدوك الكُبرى. |
Ve en uzun kalabilen Noel Baba büyük ödülümüzü kazanacak. | Open Subtitles | و "سانتأ" الذي يبقى لأطول مُدّة فسوف يفوز بالجائزة الكُبرى |
Kandırılmış bir şekilde planın büyük bir parçası olarak odayı kiralamış olabilir. | Open Subtitles | لإستئجار غرفةٍ، دون علمهِ بالخطّة الكُبرى. |
Gerçek kötülük, büyük ayine güç verebilecek kötülük, en iyi, sevgisiz bir kalpte oluşur. | Open Subtitles | مثل تلك الطقوس الكُبرى تُنفذ أفضل في قلب مليء بالحب |
büyük şirketler, sınırdan geçişler kolay olsun diye yaptırıyor. | Open Subtitles | الشركات الكُبرى تطلبها لتجعل عبورها على الحدود أسهل |
İşte o gün bugün! Peki, Romeo, büyük romantik jestini yaptın. | Open Subtitles | حسناً ، روميو ، لقد قُمت بتقديم بادرتك الرومانسية الكُبرى |
Ama en büyük zorluk kişisel dramalardı bilirsin kim kötü, kim patronculuk oynuyor, kim ot içiyor. | Open Subtitles | لكن المُشاحنات الكُبرى كانت الأمور الشخصيّة، كما تعلم، من البغيض، ومن المُتسلّط، ومن يدخّن الحشيش. |
Sadece burada, bu adada değil ama orada da, büyük adanın tamamında da... | Open Subtitles | ليس هنا على الجزيرة فحسب، بل هناك، لأجلهم على الجزيرة الكُبرى |
Tüm büyük bankaların ve yatırım şirketlerinin müdürlerini toplamamız açık görüşlü oluşumuz dünya çapındaki pazarlara etkili bir mesaj gönderiyor. | Open Subtitles | قيامنا بجمع رؤساء البنوك الكُبرى وشركات الاستثمار، يُرسل رسالة قوية لأسواق العالم |
Bugün büyük ikramiye kazanan dört insanı gördüm ve hepsinin de tepkisi aynı oldu. | Open Subtitles | شاهدت أربعة أشخاص يفوزون بالجــــوائز الكُبرى اليـــــــــوم، وفي كل مرّة كان رد الفعل نفسه بالضبط. |
büyük şirketler arasındaki güncel denge gücünü bozacak potansiyele sahip olduğu için. | Open Subtitles | بسبب احتماليّة زعزعته لاستقرار القوّة الحاليّ بين الشركات الكُبرى. |
Küçük kızı kaybolduktan sonra aklını yitirdi. büyük kızı da kaybolunca... | Open Subtitles | لقد فقدت عقلها بعد خسارتها لإبنتها الصغرى واختفاء الكُبرى.. |
Uzak torunları için yatırım yaparlar ve büyük evrimsel ikramiyeyi kazanırlar. | Open Subtitles | بل تُعدُّ استثمارات لِمُتحدِريها البعيدين و لهذا بإمكانهم ربح الجائزة التطورية الكُبرى. |