Ben de çalıştığım yerlerde böyle aldırmazlık etseydim kırbaçlarlardı beni. | Open Subtitles | غرايس،أين كنتِ؟ إذا تعرضت الى نفس اللامبالاة لمواعيد عملي البغيضة سأتعرض لتوبيخ شديد. |
Bu suçluluk mu yoksa aldırmazlık mı? | Open Subtitles | هل هذا بسبب الشعور بالذنب أم اللامبالاة ؟ |
- O sahte aldırmazlık, alım sadece azdırma yöntemi. | Open Subtitles | - تتحدّث عن كيلي؟ - تلك اللامبالاة الباطلة، الجو الرائع |
- Fütursuzluğa karşı koymalıyız. Duygusuzluğa karşı koymalıyız. | Open Subtitles | علينا معارضة اللامبالاة علينا معارضة الخمول |
Bütün ömrüm boyunca bana bu kadar kayıtsız kalınmamıştı. | Open Subtitles | لم أحس أبدا بهذا القدر من اللامبالاة في حياتي بكاملها |
Hayatın boyunca kendine acımanın üzerindeki aldırmazlık katmanının üzerindeydin. | Open Subtitles | لقد كنت طبقة رقيقة من اللامبالاة فوق حفرة مفتوحة من الشفقة على ذاتك في حياتك كلها |
- O sahte aldırmazlık, alım sadece azdırma yöntemi. | Open Subtitles | - تتحدّث عن كيلي؟ - تلك اللامبالاة الباطلة، الجو الرائع |
# Ve bunların hepsi # Tatlı aldırmazlık ifadesi | Open Subtitles | وكل هذا, تعبيرات اللامبالاة اللطيفة" "والبعض يسمون الحب الامبالاة الكبرى |
# Ve bunların hepsi # Tatlı aldırmazlık ifadesi | Open Subtitles | وكل هذا, تعبيرات اللامبالاة اللطيفة" "والبعض يسمون الحب الامبالاة الكبرى |
- Fütursuzluğa karşı koymalıyız. Duygusuzluğa karşı koymalıyız. | Open Subtitles | علينا معارضة اللامبالاة علينا معارضة الخمول |
Duygusuzluğa sebep olduğu kesin. | Open Subtitles | قطعا يسبب اللامبالاة |
Duygusuzluğa karşı koymalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نواجه اللامبالاة |
Umut olmadan, insanlar kayıtsız olurlar. | Open Subtitles | دون أمل، يسقط الناس إلى حالة من اللامبالاة. |