"اللعبةَ" - Translation from Arabic to Turkish

• oyunu
• maçı

Acele et, patronu ara da, polis gelmeden oyunu dağıtsınlar.
بسرعة، إتصل بالرئيسَ و أوقفوا اللعبةَ .قَبْلَ أَنْ تَصِلُ الشرطةَ

Son bir nokta: eğer kumanda aletlerini bırakırsan, oyunu kaybedersin.
نقطة أخيرة واحدة: لو تْركُت السيطرةِ، تَخْسرُ اللعبةَ.

Hava kararmıştı ama oyunu bitirmiyordu.
اللعبة كَانتْ تُظلّمُ وهو لَنْ ينهي اللعبةَ

Sana gelir, maçı birlikte izleriz.
ونحن سَنَجيءُ إلى مكانِكَ ويُراقبُ اللعبةَ.

- Bugünkü maçı izledin mi?
[ضحك بشكل سيئ] - عَمِلَ أنت , uh، يَرى اللعبةَ اليوم؟

oyunu kazanmadın.
أنتى لَمْ تَرْبحْى اللعبةَ الهدف لَمْ يَحْسبْ

Ne yazık ki, siz ikiniz, oyunu nasıl oynamanız gerektiğini bilmiyorsunuz.
لسوء الحظ، أنت رجال لا تَعْرفْ كَيفَ تَلْعبُ اللعبةَ.

Böylece... oyunu kimin kazanacağını belirleyebilirim.
لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ احدد من الذي سيربح اللعبةَ

oyunu kazanmak zorunda değildin biliyorsun.
حَسناً, تَعْرفُ, أنت لَمْ يَجِبُ عليك أَنْ ترْبحَ اللعبةَ.

Tüm oyunu kafasından oynayıp profesyonel birini mi yendi?
لعبَ اللعبةَ بأكملها في رأسه وتغلّبَ على المحترف؟

Ben çocukken oynadığımız oyunu hatırlıyor musun?
تَتذكّرُ اللعبةَ لَعبنَا متى آي كَانَ صغيرَ؟

oyunu herkesin dikkatini dağıtmak için kullanacağım.
- ما البقية؟ سَأَستعملُ اللعبةَ للصَرْف إنتباه كُلّ شخصِ.

En fazla puanı ben aldım ve oyunu kazandım!
حَصلتُ على أكثر النقاطِ وأنا أَرْبحُ اللعبةَ!

Yeni oyunu oynarız.
نحن سَنَقتحمُ اللعبةَ الجديدةَ.

Boom! oyunu ben kazanırım.
بوم سأَرْبحُ اللعبةَ.

oyunu bir türlü sona erdirmiyordu.
لَكنَّه لا يُسلّمَ اللعبةَ.

Önemli olan, oyunu nasıl oynadığınız.
هو كَمْ تَلْعبُ اللعبةَ.

- Bende maçı izliyordum.
- أَنا فَقَطْ أُراقبُ اللعبةَ هنا.

Ben Duke'e gidiyorum. maçı orada izleyeceğim. Dur.
- سَأُراقبُ اللعبةَ في الدوقِ.

maçı izliyorum.
أُراقبُ اللعبةَ.

maçı aç.
ضِعْ اللعبةَ على.