| Hakikaten öyle zira müziğin papazlık mesleğine mükemmel yakışan çok masumca bir eğlence olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حقا لفعلت,لأننى أعتبر الموسيقى من ضروب اللهو الممتع البريء وتتماشى تماما مع وظيفة رجل الدين |
| Sonra eğlence düşkünleri gelir, mallarını inceler ve götürürler. | Open Subtitles | عندما اللهو الصاخب يطير لفحص مشترياتهم وأخذهم للبيت |
| İkiniz başka zaman Oyun oynayabilirsiniz. Şu anda ikinizden birini ayıramayız. | Open Subtitles | يمكنكما اللهو في وقتا آخر حاليا لا نستطيع خسارة أيا منكما |
| Klişeleşmiş batılı bakış açısının aksine, Harem, Sultan'ın Oyun bahçesi değildi... | Open Subtitles | على عكس التحريف المقصود من الغرب لم ذلك بغية اللهو واللعب |
| Elmas veya inci değil... biz sadece eğlenmek istiyoruz. | Open Subtitles | ..... نحن فقط نبغى بعضا من اللهو لا ماس و لا لؤلؤ ... |
| Biraz eğlenmek için hazır olduğunda arabaya gel. | Open Subtitles | انك جاهز لبعض اللهو , اصعد الى عربتى |
| Cumartesileri uçurtma uçurmak yerine eğlencesine bu işi mi yapacak? | Open Subtitles | كهواية بحثا عن المرح في ظهيرة يوم السبت بدلا من اللهو بطيارة ورقية؟ |
| Kalplerini eğlence olsun diye kırıyormuşuz. | Open Subtitles | أنـّهن الضحايا وأننا حطّمنا قلوبهن من أجل اللهو |
| Bizi geri çevirirsen eğlence planlarını kimin bozduğunu öğrenmek isteyecektir. | Open Subtitles | والآن، لو انك تركتنا نذهب بعيداً فهو سيطلب معرفة من افسد عليه مخططات اللهو. |
| Bir erkeğim ihtiyaç duyduğu tek şey bir parça eğlence... kara-kara düşünmesini ve kalbinin gizemlerini... anlamaya çalışmasını önleyecek kadın dolu bir ev. | Open Subtitles | من يتكلم عن الحب ؟ -كل ما يريده المرء هو القليل من اللهو -بيت ملئ بالنساء الجميلات كل فترة |
| eğlence ve şamataya harcamak üzere bütün yılın karı var elimizde! | Open Subtitles | لدينا أرباح السنة كلها لننفقها على اللهو والمرح! |
| Mesai saati bitti. eğlence saatindeyiz. | Open Subtitles | حسنا، لقد عملت لساعات، حان وقت اللهو |
| Merhaba.eğlence evine hoşgeldiniz,beyler. | Open Subtitles | مرحبا بكم فى بيت اللهو , يا رفاق |
| Hayie.Babacikla eski bir Oyun oynicaz. | Open Subtitles | الا أنه ينقصنا قدر بسيط من اللهو مع داديو العجوز |
| Günde 100 mil yol alabiliyorlar ve yolculuk sırasında Oyun oynuyorlar. | Open Subtitles | يمكن لها أن تجوب مئة ميل في اليوم الواحد. و أثناء سفرها، يحلو لها اللهو. |
| - Gerçek bir ilişki istemiyordun. Oyun oynamak, kur yapmak, öylesine takılmak istedin. | Open Subtitles | أنتِ لا تُريدين علاقة حقيقة أنتِ تُريدين اللهو |
| Çocuklarıma hep şunu söylerim. "Önce iş, sonra Oyun." | Open Subtitles | لقد اعتدت أن أقول لأبنائي العمل أولا، ثم اللهو فيما بعد |
| Belki Oyun oynamaktan yorulmuşsundur. | Open Subtitles | ربما فكرتى انكى تعبتى من اللهو |
| eğlenmek için politikacıların, pezevenklerin... ve gangsterlerin kullandığı oteller. | Open Subtitles | التي كانت يستخدمها السياسيون ورجال العصابات عندما يرغبون في اللهو التي كانت يستخدمها السياسيون ورجال العصابات عندما يرغبون في اللهو |
| Eğleniyorum, hatta daha da fazla eğlenmek istiyorum. Kabul et şunu artık! | Open Subtitles | ،المزيد من اللهو لذا تعودي على ذلك |
| Ona eğlenmek deniyor. | Open Subtitles | هذا اسمه اللهو. |
| Belki bu hem öldürmek hem eğlenmek içindir. | Open Subtitles | ربما هذا للقتل و اللهو |
| Ondan gerçekten hoşlanıyorsan tamam ama sırf eğlencesine oyalanıyorsan... | Open Subtitles | أعني لا بأس إن كنتِ معجبة به لكن إن كنتِ تحاولين اللعب معه على سبيل اللهو |