Bu resimleri İspanyol bir asker 18. yüzyılda yapmış. Tanıdın mı? | Open Subtitles | عسكري أسباني قام برسم هذه اللوحات الجداريّة في القرن الثامن عشر. |
"Sahte para", "sahte resimler" aklınıza gelir. | TED | فالتزوير يعني تزوير العملات او اللوحات الفنية |
İki koca adamın kavga etmesine sebep olan acemi işi tabloları görmeye gelmişler. | Open Subtitles | الناس هنا لأنهم يريدون أن يشاهدو اللوحات التي سببت مشاجرة بين رجلان بالغان |
İzlenimcilerin zamanında Güzel tablolar Salonu'na kabul edilmeyip "çirkin" addedilen herkes... | Open Subtitles | في عصر الانطباعية كل من تم رفضة من معرض اللوحات الجميلة |
Evet, o kadar ki, bu resim dizisini almayı düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعم كثيرا بحيث نرغب بشراء هذه السلسلة كلها من اللوحات |
Bir dünya tablo çizeceğe benzer. | Open Subtitles | وهذا مدعاة لأنتاج العديد من اللوحات البشعة |
Babanın hediye ettiği resimleri duvara asmak bir iş değil. | Open Subtitles | تعليق اللوحات على جدارك الذي اهداكي ايه والدك ليس بوظيفه |
Pekala, şimdi bazı eski resimleri göreceğiz bence hepiniz çok seveceksiniz. | Open Subtitles | سنذهب لرؤية بعض اللوحات القديمة الآن اعتقد بأن جميعكم ستُحبوا تلك |
Odada hiçbir çalışma yapmadığını söylüyor, resimleri indirdiğimde haklı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد اخبرتنا انها لم تلمس الغرفة و عندما ازلت تلك اللوحات |
Bir sanat galerisi geziyor, odalar dolusu tablolara bakıyorken, bir 15-20 dakika sonrasında resimler hakkında düşünmediğimi fark ediyorum. | TED | عندما أتمشى داخل معرض فنون غرف وغرف مليئة باللوحات بعد مرور ١٥ أو ٢٠ دقيقة أدرك أنيي لا أفكر في اللوحات |
performans, ne yaptığındır; ne kadar hızlı koştuğun ne tür resimler çizdiğin, ne tür yazılar yayınladığın. | TED | حسنًا، الأداء هو ما تفعله ما مدى سرعتك في الركض، وما نوع اللوحات التي ترسمها ما نوع الصحف التي تنشرها |
Fakat bu resimler çok karmaşık , çünkü , resme destek sağlayan alanlar aslında boyaları dalgalandırıp , içi içe geçiriyor ve karışık desenler ortaya çıkıyor. | TED | لكن اللوحات أصبحت معقدة للغاية ، لأنني أعتقد أن المجالات التي تدعمها ، تتصاعد ، و تخترق ، وهناك أفكار وأنماط متداخلة. |
İki koca adamın kavga etmesine sebep olan acemi işi tabloları görmeye gelmişler. | Open Subtitles | الناس تأتي إلى هنا لأنهم يريدون رؤية اللوحات العصرية التي جعلت رجلين يتشاجران. |
Bu seni tabloları sakladığın yere gitmek için güvende hissettirdi. | Open Subtitles | جعلك تشعر بأنك أمنّ كفاية حتى تذهب حيثما تخفي اللوحات. |
Şimdi ise benden çok daha uzun yaşayacak bir sanat yaratma işindeyim ve o tablolar vasıtası ile arkamda neleri bırakmak istediğimi düşünüyorum. | TED | الآن أنا بصدد عمل تجاري خاص بصناعة فن يبقى وبالـتأكيد يجعلني معمرا وفكرت فيما أريد أن أتركه خلفي من خلال هذه اللوحات |
Tüm tablolar doğaları gereği soyut başladığı için ortada bir tartışma görünmüyor gibi. | TED | على اعتبار كل اللوحات تكون مجردة حين البدء فيها ولا يبدو هناك اشكال لدي في هذه الجزئية |
Ama düşünüyorsan, lütfen satmam için bir yığın resim bırakır mısın? | Open Subtitles | لكن ان كنت ستفعلي هلا خلفت كمية كبيرة من اللوحات لابيعها |
Müşterilerin tablo alman için bazen para vermiyorlar mı? | Open Subtitles | ان زبائنك احيانا يعطونك اموالهم لتشترى لهم اللوحات, اليس كذلك ؟ |
Kasalar her zaman tabloların arkasında saklanırlar, değil mi? | Open Subtitles | الخزائن دائما توجد خلف اللوحات.أليس كذلك؟ |
İnsanlar resimlerin, filmlerin veya müziklerin güzel olduğunda hemfikirdir, çünkü kültürleri ortak bir estetik tat yaratmıştır. | TED | يتفق الناس على أن اللوحات أو الأفلام أو الموسيقى بأنها جميلة بسبب ثقافاتهم التي حددت تماثل الذوق الجمالي |
Bu plaka, Joe Fillion adına kayıtlı. | Open Subtitles | هذه اللوحات مسجلة باسم جو فيلين اذا هذا الرجل صدمها |
Bu mevkide zamanımız daha da kısıtlı, ve resimlere yaklşamak da mümkün değil. | Open Subtitles | عصرنا محصور أكثر في هذا المكان و ليس هناك إمكانية لنقترب من اللوحات |
Bu inanılmaz eserler , üzerlerindeki desenlerin resmi mi yoksa sarkacın tuale yaklaşmasının kayıtları mı? | TED | كل من هذه اللوحات الجميلة ، هم في حد ذاتها ، أم أنها السجلات لحدث مادي ادعو البندول ليقترب من قماش؟ |
O nakliyat gerçekleşirse bir daha ne eserleri ne de Julian'ı görürüz. | Open Subtitles | إذا تركنا تلك اشحنة تغادر نحن لَنْ نَرى اللوحات أَو جوليان ثانيةً |
Yerkabuğunun derinliklerinde Asya ve Hint kıta plakaları birbirlerini sıkıştırmaktadır. | Open Subtitles | تحت السطح اللوحات القارية لآسيا والهند تتحطّم إلى بعضهم البعض. |
İlk olarak, tüm bu ayrı panelleri tek bir sağlam bloka tutkallamalıyız. | TED | أولًا، علينا أن نقوم بإلصاق اللوحات المختلفة سوية لتشكل قالبًا واحدًا صلبًا. |
Genel bir araştırma başlatabiliriz, ama plakalar şimdiye kadar çoktan değiştirilmiştir. | Open Subtitles | يمكننا أن نبدأ نبحث, لكن على الأرجح تم تبديل اللوحات الأن |