"المآسي" - Translation from Arabic to Turkish

    • trajedi
        
    • trajediler
        
    • trajedilerin
        
    • trajedilerden
        
    • dram
        
    • trajediyi
        
    • acı
        
    • felaket
        
    • trajediye
        
    • trajediden
        
    • trajedinin
        
    • trajedileri
        
    • trajedilere
        
    • trajedilerinden
        
    Hepimiz, bizi hissizleştirmeye yetecek kadar trajedi yarattık ve gördük şu dünya üzerinde. TED وأنا أعلم أننا رأينا مايكفي من الصور لتجعلنا مخدرين من المآسي التي ارتكبت على كوكب الأرض.
    Bazen kendimizi korku ve çaresizlik, sıradanlık ve kargaşa umutsuzluk ve trajedi içinde kaybederiz. Open Subtitles أحياناً، عندما نضيع في الخوف و اليأس في الروتين و الثبات و في المآسي و ضياع الأمل
    Jenni : Evet, eşitliğe giden yolda hala yaşanan trajediler mevcut. TED جيني: نعم، لا تزال تحدث المآسي خلال الرحلة الوعرة نحو تحقيق المساواة.
    Ama sağduyulu olursak tüm bu trajedilerin engellenmesinin mümkün olmadığını biliriz. Open Subtitles لكن الحسّ العامَ سَيُخبرُك بأنه لَيس كُلّ المآسي يمْكِنُ أَنْ تمنع
    Ağza alınamaz trajedilerden muhteşem iyilikler çıkarabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أعمل جيدًا بعيدًا عن المآسي التي لا تذكر.
    Biz, o her zaman dram yaratan çiftlerden değiliz. Open Subtitles نحن لسنا بالزوجان اللذان يختلقان المآسي طول الوقت
    Sayısız trajediyi, sayısız problemleri, bölgedeki çatışma bölgelerini ve sıcak noktaları duyurduk. Çünkü bunların tam merkezindeydik. TED والعديد من المآسي والمشاكل، ومناطق النزاع، والعديد من المناطق الساخنة لأننا نقع في وسطھا،
    Her gününü trajedi içinde geçirmesi ona yarardan çok zarar getiriyor olabilir. Open Subtitles إن قضاءها كل يوم مغمورة في المآسي سيعود عليها بضرر أكثر من النفع.
    Daha çok trajedi engellendi, hayatlar kurtuldu. Görüyor musun? Open Subtitles المزيد من المآسي منعت، إنقاذ أرواح هل ترى هذا؟
    Klasik bir kadın tepkisi. trajedi karşısında kendini feda etme. Open Subtitles حسنًا الفدائية هي رد فعل تقليدي للمرأة أثناء المآسي
    Avrupa'da şahit olduğumuz trajedi ve kaosun çoğu tümüyle önlenebilirdi. TED الكثير من المآسي والفوضى التي رأيناها في أوروبا كان يمكن تجنبها تماماً ،
    Ruhsuz trajediler, şeytanın hayvanat bahçesi. Open Subtitles المآسي عديمة الأرواح، حديقة حيوان الشيطان
    Burada insanların hayatlarını kaybettiği veya yaralandığı bazı trajediler yaşandı Open Subtitles كانت لدينا يعض المآسي هنا حيث فقد البعض حياتهم أو أصيبوا
    Kaybettiğim insanları düşününce bu trajediler ışığında vermek zorunda kaldığım kararları hatırlıyorum. Open Subtitles لما أفكر بكل الناس الذين خسرتهم أذكر الخيارات التي ارغمت على اتخاذها في ضوء تلك المآسي.
    Hepimiz; eğer bir sorumlu bulursak gelecekte yaşanabilecek trajedilerin engelleneceğine inanmak isteriz. Open Subtitles كلنا نُريدُ أَنْ نصدق بأن تلك المآسي المستقبلية يُمْكن أَنْ تمنع إذا احتجزنا شخصاً ما أيَّ شخصٍ مسؤول
    İlkel benliğin, trajedilerin üstesinden gelmesi konusunda bir teori geliştirdim. Open Subtitles طوّرتُ نظريّة حول كيفية تعامل النفس البدائيّة مع المآسي
    trajedilerden yararlanabilirdi. TED ويمكن ان يستفيد من المآسي والآلام
    En iyisi oldu. Hep dram yaratır zaten Open Subtitles ، من الأفضل للجميع دائماً ما تختلق المآسي
    Sen trajediyi sevdiğinden tedavi istemeyeceğinin farkında değil. Open Subtitles لا يعرف أنكِ لا تتعالجي؛ لأنك تعشقين المآسي.
    Sonra düşüncelerine girip aslında suçlu olmadıkları halde tüm acı için kendilerini suçlamalarını sağlarlar. Open Subtitles ،ثم يدعم هذا، بتسميم أفكارهم و يجعلهم يعتقدون بأنهم المسئولين عن كل هذه المآسي بينما هُم ليسوا كذلك
    Bir felaket insanın trajediyi unutmasına yardımcı oluyor. Open Subtitles الكارثة تساعد بأخذ عقل الإنسان بعيدًا عن المآسي
    Bu hastalıklar intiharla sonuçlanabiliyor, genelde kişinin işte tam potansiyel göstermesini engelliyor ve ölçülmesi zor pek çok trajediye neden oluyor: Yitirilen ilişkiler ve bağlantılar, hayaller ve fikirlerle ilgili kaçırılan fırsatlar gibi... TED يمكن أن تؤدي هذه الأمراض إلى الانتحار، حيث تضعف قدرة الشخص للعمل كما ينبغي، وتسبب العديد من المآسي التي من الصعب تقديرها: مثل خسارة العلاقات والتواصل الاجتماعي، وضياع الفرص لتحقيق الأحلام والأهداف.
    Resim albümümüze bakanlar neşeli, sorunsuz bir yaşam sürdüğümüzü sanır trajediden uzak. Open Subtitles شخص ما ينظر في البوم صورنا و التي أستنتجت بأنا قدنا الفرح ...بوجود رؤية خالية من المآسي...
    Bazen, umutsuzluğun ve trajedinin, değişmez ve süregelen korku ve çaresizliği içinde hissettiğimiz anlarda Tanrı'ya Bavarya şekerli kurabiyeleri için şükredebiliriz. Open Subtitles أحياناً، عندما نضيع في الخوف و اليأس في الروتين و الثبات و في المآسي و ضياع الأمل
    Bu da aynı Yunan trajedileri gibi, Senatör tüm elementler yere düşecek... Open Subtitles انه يشبه تلك المآسي اليونانيه ايها السيناتور جميع العناصر سوف تكون في مكانها
    Sen zeki, tatlı bir adamsın ve güçlüsün ve komiksin ve harika bir aşçısın ve yaşadığın tüm trajedilere karşın, hala iyi bir kalbin var. Open Subtitles أنتَ ذكي، لطيف و قوي و مرح و طباخ من الطراز الأول و مع كل هذهِ المآسي التي مررت بها مازلتَ تملكُ قلباً طيباً
    O büyük kültürel trajedilerinden biri, Bugün bile, hatırlıyoruz. TED إنّ ما حدث كان أحد أعظم المآسي الثقافية التي نتذكّرها حتّى اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more