"المؤسسية" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurumsal
        
    Bu model de gösteriyor ki yeni gücün mücadelesi aslında kurumsal gücün, kurumsal hale gelmeden nasıl kullanılacağıdır. TED وفي الواقع ذلك النموذج يعني أن التحدي للقوة الحديثة هو: كيف تستخدم القوة المؤسسية دون أن تكون مؤسسي؟
    Fikir, kurumsal varlıkların kendi kimliklerini sürdürebilecekleri, tek bir yapıya dâhil edilmeyecekleri karmaşık bir sistem kurmaktı. TED كانت الفكرة في ابتكار نظام معقد حيث تتمكن فيه الكيانات المؤسسية من الحفاظ على هويتها، ولا تكون مُدرجة في طابق واحد.
    Sadece evlerde değil, aynı zamanda kurumsal alanlarda da kullanılabiliyor. TED إذ أنها ليست معدة للاستخدام المنزلي فقط، وإنما في البيئات المؤسسية أيضاً.
    "Koordinasyon maliyeti," topluluktan sonuç alabilmek için ortaya çıkan bütün kurumsal ve finansal zorluklara verilen ad. TED وتكلفة التنسيق هي في الأساس كل المصاعب المالية أو المؤسسية لتنظيم منتوج المجموعة.
    Kurumu çalıştırmanın maliyetinin olması, bu insanların işlerini, kurumsal bir yapıya kolayca geçiremeyeceğiniz anlamına geliyor. TED تكلفة تشغيل المؤسسة تعني أنك لا يمكن أن تأخذ العمل لأؤلئك الناس بسهولة في هيكل المؤسسية.
    Sivil dinin kendisinin yozlaşmış kurumları düzeltemeyeceğini biliyorum. Ama yeni kurallar olmadan kurumsal reformlar uzun sürmeyecektir. TED أعرف أنّ الدين المدني وحده لا يستطيع إصلاح المؤسسات الفاسدة، لكن لن تستمر الإصلاحات المؤسسية دون معايير جديدة.
    Boktan hasılatlarla beraber kurumsal para akışları ve dikkat çeken yatırımlarımız bizi iflasın eşiğine getirdi. Open Subtitles حتى مع الأرباح السيئة وتدفق الأموال المؤسسية ونهضة شركات استثمار التحليل الكمي التي مهدت الطريق لدمارنا
    Amaç;hastaneler,yaşlılara ait merkezler,... ...okullar ve günlük bakım merkezleri... ...için kurumsal ihtiyaç beldeleri kurmak... ...ve bölgesel meslekler için de bir şebeke oluşturmaktır. TED الهدف تلبية المتطلبات المدنية المؤسسية للمستشفيات، المراكز العليا والمدارس ومراكز الرعاية النهارية، وتنتج شبكة الإقليمية من العمل ايضا.
    Hanımefendiler ve beyefendiler, Afrika'nın en girişimci insanları ticaret yapma ve özel sektörde çalışma imkanı bulamamaktadır, çünkü kurumsal ve politik ortam bunlara hasımdır. TED سيداتي وسادتي، إن أكثر الأناس المقدامين في أفريقيا لا يجدون فرص للتجارة والعمل في القطاع الخاص ﻷن بيئة المؤسسية والسياسة معادية للعمل.
    Eğer bu fikri toplumumuzda kurumsal yetkinin ve gücün tüm düzeylerinde hareket eden güçlü kadınlara ve erkeklere yayabilirsek, o zaman bu insanların düşünce paradigmalarını kesinlikle değiştirecektir. TED إذا أمكننا أن نوصل هذه النقطة التي أتحدث عنها للرجال الأقوياء والنساء في مجتمعنا على جميع مستويات السلطة المؤسسية والسلطة، سوف يتغير ذلك، سوف يغير نموذج تفكير الناس.
    Atletizm antrenörünün, üniversite rektörünün, kaynaklar ve kurumsal düzenlemelerde öncelik verilecek konularla ilgili karar vermekten sorumlu kişilerin liderliği. Çoğu zaman erkekler liderlikte başarısız olur. TED إنها قيادة المدير الرياضي، رئيس الجامعة، والناس في مواقع المسؤولية الذين يتخذون قرارات حول الموارد ويتخذون قرارات حول الأولويات في البيئات المؤسسية. هذا فشل، في معظم الحالات، لقيادة الرجال.
    Beyaz ve siyahların farklı muhitlerde yaşamasına neden olan ırka göre yerleşim bölgelerinin farklıllaşması kurumsal ırkçılığın basit bir örneği. TED كالفصل السكني حسب العرق، والذي أدى الى إسكان البيض والسود في أحياء ذات بيئات مختلفة جداً وهذا مثال تقليدي للعنصرية المؤسسية.
    Ama kurumsal rollerinde canavardırlar çünkü kurum canavarcadır. Open Subtitles بقدراتهم المؤسسية يلعبون دورهم كوحوش
    Mahallelerde oluşan bu tür etkinlikler vatandaşlığın yeniden yorumlanması konusunda gerçek bir ilham kaynağı oluyor. Bunun aslında ulus-devlet aidiyeti ile pek ilgisi yoktur. Daha çok vatandaşlık kavramını ve şehirdeki boş alanlar konusundaki kurumsal protokollerin yeniden düzenlenmesini sağlayan yaratıcı eylemleri anlamakla ilgili. TED إذاً هذه الأحياء الحركية، كما أسميها، تصبح حقاً إلهاما لتخيل تفاسير أخرى للمواطنة التي تعتمد بشكل أقل، في الحقيقة، على الانتماء إلى ولاية – أمة، و بشكل أكبر على التمسك بفكرة المواطنة كفعل إبداعي الذي يعترف بالإجراءات المؤسسية في مساحات المدينة.
    İşte burada gerçekte olan şey, ki genom bilimi sadece bunun bir örneği, teknolojinin faaliyetin doğal ölçeğini düşünmeye alıştığımız kurumsal sınırların ötesine taşıması ve özellikle de iş stratejisinin bir disiplin olarak formüle edildiği kurumsal sınırların ötesine taşımasıdır. TED ذلك أساسا ما يحدث هنا، وعلم الجينوم هو مجرد مثال واحد لهذا، لأن التكنولوجيا تقود التوسع الطبيعي للنشاط ما وراء الحدود المؤسسية والتي كنا نفكر في إطارها، وعلى وجه الخصوص ما وراء الحدود المؤسسية من حيث تحديد استراتيجية العمل كما وضعت الضوابط.
    Son zamanlarda, toplulukların birbirleriyle görüşme masrafları ucuzladığı için, - haberleşme, işbirliğinin en önemli parçalarından biri - ikinci bir cevap ortaya çıktı: işbirliğini, altyapının içine yerleştirmek, yani, topluluğun yarattıklarını, sistemin çalışmasının doğal bir sonucu haline getirmek, kurumsal modellerle uğraşmamak. TED وفي الآونة الأخيرة ، لأن تكاليف السماح للمجموعات بالإتصال مع بعضهم البعض إنخفضت الى الأرض-- وتكاليف الإتصالات هي أحدى أكبر مدخلات التنسيق -- كان هناك إجابة أخرى، وهي أن تضع التعاون في البنية التحتية، لتصميم أنظمة تنسّق مخرجات المجموعة كناتج فرعي لتشغيل النظام بدون إعتبار لنماذج المؤسسية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more