| Haider Hof'da bir martini içecek ve mektuplarını okuyacağım. | Open Subtitles | وسوف احتسي المارتيني في حيدروف. واقرأ رسائلك. |
| Çok fazla kırmızı et ve ekmek yemekten kaynaklanıyor ve çok fazla martini içmekten. | Open Subtitles | بسبب أكل اللحمِ الأحمرِ أكثر من اللازمِ و الخبز الأبيض، والكثير مِنْ المارتيني الجافِ. |
| Sonra, farkediyor ki ben yalnızca miyadı dolmuş, yaşlı bir gevezeyim, ...o ise taze, parlak ve ay ışığında çok şey vadeden bir martini gibi. | Open Subtitles | و عندها تدرك أني مجرد عجوز ثرثار و أنها شابة و مشرقة و مليئة بالوعود ككأس من المارتيني في ضوء القمر |
| Niles, belki de martini içsen iyi olacak. | Open Subtitles | ـ نايلز,عليك ان تطلب المارتيني على ما اظن؟ |
| Bana o martiniyi getirecek misin, yoksa olduğum yerden bardağı mı emeyim? | Open Subtitles | "هل ستحضر لي هذا "المارتيني او علي شفطهُ من الكأس من هنا ؟ |
| Niles' sana akşam yemeği ve martini ısmarlayayım mı? | Open Subtitles | تَعْرفُ، النيل، الذي تَقُولُ بأنّني أَشترينا العشاء والكثير مِنْ المارتيني. |
| Sanırım birisi çok fazla martini içmiş. | Open Subtitles | أعتقد أن شخصا ما قد أفرط في شرب المارتيني |
| Burada bir sek martini için kime yalakalık etmek gerekiyor? | Open Subtitles | تحت ساق من عليكِ أن تنحنين لتحصلي على شراب المارتيني هنـا؟ |
| Hayatın boğazını sıkıp üstüz martini çalkalayan bir barmaid gibi sallıyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تستولين على الحياة بمسك الحنجرة وهزها مثل عامل بار عاري الصدر يخلط شراب المارتيني |
| Elinde martini gördüğüm en üzgün kız. | Open Subtitles | أعتقد أنها أتعس فتاة يمكن أن تمسك بكأس المارتيني |
| Elinde martini gördüğüm en üzgün kız. | Open Subtitles | أعتقد أنها أتعس فتاة يمكن أن تمسك بكأس من المارتيني |
| Bara gittiğimde martini 10 dakika gecikince şikayet etmem. | Open Subtitles | سأحضر إلى الحانة وسأتذمر من استغراقك لعشرة دقائق لمزج المارتيني |
| martini suçluluğu. | Open Subtitles | لماذا أنت بهذا اللطف؟ أشعر بالذنب لأجل المارتيني |
| Hey, ahbap, fırsatın olunca, bize birer martini daha getirebilir misin? | Open Subtitles | عندما تجد فرصة هلا تعطني بعضاً من " المارتيني " ؟ |
| Evet, üç martini konuşmak oldu. | Open Subtitles | أجل ، لقد كانت هذه بسبب ثلاثة كؤوس المارتيني |
| , Bal, bu bir tarih olsaydı bu martini olacaktır. | Open Subtitles | إذا كان هذا موعداً يا عزيزتي فهذا سيكون المارتيني |
| Babam Winston Churchill için martini yapmış. | Open Subtitles | هل تعلم أن أبي صنع المارتيني لـ ونستون تشرتشل نفسه؟ |
| Tatlım, Çok fazla martini içtim, Hem sarsıldım hem de şok oldum. | Open Subtitles | عزيزي لقد شربت الكثير من المارتيني أنا مرتجفة وكذلك متحمسة |
| Sana içki hazırlayayım. Elmalı martini seviyorsun, değil mi? - Evet. | Open Subtitles | دعيني أحضر لكِ شراباً أنتِ تحبين المارتيني بالتفاح أليس كذلك؟ |
| Lütfen martiniyi senin söylediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنك من طلب المارتيني. |
| Sana sormam gerekiyor; içtiğin vodka martiniler öldürdüğün adamların... çığlıklarını susturdu mu. | Open Subtitles | قد أسألك أيضا إذا كُانت الفودكا تسكتُ صيحاتَ المارتيني كُلّ الرجال الذين قَتلتَهم |
| Bir de bakmışsın ki 20 sene geçmiş, o uyurken başucundasın, bir elinde üçüncü Martinin, diğerinde ise et bıçağı var. | Open Subtitles | ثم تجدين نفسك بعد عشرين عاماً فوقه أثناء نومه تحملين كأس المارتيني الثالث بيد، وسكيناً بيد أخرى |
| Japon rakısı(sake) sever misiniz, Yoksa votka martinimi tercih edersiniz? | Open Subtitles | هل تحب مشروب الساكي الياباني أو هل تفضل المارتيني فودكا؟ |
| Ama lütfen buharlaşmadan önce martinini iç. | Open Subtitles | لكن ارجوك اشرب المارتيني الخاص بك قبل ان يتبخر |
| Muhtemelen barda yalnız başına martinisini yudumluyordur. | Open Subtitles | تجلس وحدها بالحانة على الأرجح تحتسي المارتيني |