Güzel bir mezar taşı için para biriktirmeye başlaman lazım. | Open Subtitles | عليك أن توفر بعض المال .من أجل شاهد كبير جيّد |
O altınları onurlu bir şekilde topladık ve yasal kralı tahtına geri çıkarmak için para topladığımız gerçeğini asla kimseden gizlemedik. | Open Subtitles | جمعنا ذلك الذهب بأحترام لم نخفي الحقيقه عن أي أحد أبداً بأننا كنا نجمع المال من أجل أعادة الملك الصحيح لعرشه |
1980'de, Steve Jobs bana bu bilgisayarı, Apple 12 numara, verdi ve şu an hala Kathmandu'da çalışır durumda ve onu alıp açık artırmada satıp Seva için para toplamamız gerek. | TED | عام 1980، أعطاني إستيفن جوبس ذلك الكمبيوتر، الذي هو آبل رقم 12، وما يزال في كاثماندو، وما يزال يعمل، وقد تعهدنا بأخذه لبيعه في مزاد لمزيد من المال من أجل سيفا |
- Ahh! Herneyse, 2B'deki Carla, cenaze için para topluyor, yani, eğer istersen... | Open Subtitles | على العموم ، كارلا الساكنة في ب ٢ تقوم بجمع المال من أجل جنازته |
Koca bulunca, boşanırım diye para biriktiriyordum. | Open Subtitles | كنت أتدخر هذا المال من أجل الطلاق لو حدث وتزوجت |
Bir ay önce yeni otomatlar için para geleceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنك ستحصل على المال من أجل آلات جديدة قبل شهر. |
Oh beni rahat bırakın! Yüzme takımı için para topluyorsunuz. | Open Subtitles | أرجوكن، أنتن تجمعن المال من أجل فريق سباحة |
Bir çocukla çıkıyorsun diyelim ve sana bu geceki... olaya garson olarak değil de onun eşi olarak gelmen için para verebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | لو انكِ تواعدين احد و قال أنه سيدفع لكِ المال من أجل ألا تحضري كنادلة لهذا الحدث بل كرفيقته |
Zengin akrabamızın yanında çalışacak, canlarım, bize yeni bir at almak için para biriktirecek, öyle değil mi, Tess? | Open Subtitles | ستذهب للعمل ,أعزائي,عند أقربائنا الأغنياء لتكسب المال من أجل حصان جديد,أليس كذلك ,تس؟ |
Onun hatası değil, Karim. Balık için para istemişti. | Open Subtitles | إنه ليس خطؤه لقد أراد المال من أجل السمك |
Seks için para ödemeyeceğin kişilerle nerede tanışırsın? | Open Subtitles | أين ستجد نساء لا تقبض المال من أجل الجنس ؟ |
Klozet sistemini yenilemek için para biriktirdiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت اننا نحفظ المال من أجل خزانة بأنظمة جديدة |
insanları biliyorum Bunun için para alıyorlar. | Open Subtitles | أتعرف أن الناس سيآخذون المال من أجل هذا. |
Ben de, yeni binalar için para bağışlamaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أهب المال من أجل البناء الجديد |
En son buradayken, Hanımefendilerinin özür dilemesi için para bile verebilirdin. | Open Subtitles | عندما كنت هنا في الماضي كنتي تدفعين المال من أجل أن ترين سيادتها تأكل الوحل |
Saklamışsın. Test yaptırmak için para biriktirmem altı ay sürdü. | Open Subtitles | كلفتني ستة أشهر لادخار ما يكفي من المال من أجل الفحص |
O gün içinde teslimat yapılması için para veriyordu, ben de cevap verdim. | Open Subtitles | أحدهم يقدم المال من أجل عمل تسليم في نفس اليوم لذلك,قبلت به |
Üniversite eğitimim için para biriktiriyoruz , Ron. | Open Subtitles | نحن نقوم بجمع المال من أجل تعليمي الجامعي ، يا رون |
Koca bulunca, boşanırım diye para biriktiriyordum. | Open Subtitles | كنت أتدخر هذا المال من أجل الطلاق لو حدث وتزوجت |