Doğu Yakası Televizyon ve mikrodalga Programlama'nın yeni başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف |
Tam donanımlı, mikrodalga ve halen kömür kullanan bir fırın ile. | Open Subtitles | مُتكامل مع جهاز المايكرويف الأشعاعي و على الأرجح فُرن يعمل بالجمر |
Evde mikrodalga fırının içine bir kuz küpü koyun, | TED | اذهب إلى المنزل وضع مكعب ثلج داخل المايكرويف |
Lilliana mikrodalgaya "giambotto" koyacak. | Open Subtitles | لقد أخبرت ليليانا بأن تضع بعض الطعام لك في المايكرويف لتأكله عندما تستيقظ |
Annen hamileyken, Mikrodalganın önünde durma demiştim. | Open Subtitles | أخبرت أمّك أن لا تقف بجانب المايكرويف متى هي كانت حبلى معك |
Yoksa Mikrodalgayı çalıştırırım ve bu küçük köpeciğin içi dışına çıkar. | Open Subtitles | . او اني سوف اشغل المايكرويف . وكلبها الصغير سوف يطبخ من الخارج والداخل |
Buz küpünü eritmek istiyorsanız, ıslatmanız gerekir, çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır. | TED | إذا أردت أن تذوّب مكعب الثلج عليك أن تجعله رطباً. لأن الماء يسخن بسهولة داخل المايكرويف. |
Yarım saat Mikro dalga fırında durunca kuruyacak.Şimdi... | Open Subtitles | ماذا؟ ؟ إنه في المايكرويف منذ ثلاث دقائق، سيجف |
İşte bu mikrodalga fırının tasarlanmasındaki temel prensiptir. | TED | هذا هو المبدأ الذي صمم على أساسه فرن المايكرويف |
Her kasabada, her zaman, mikrodalga fırına jambonlu peynir atıp turbo köpeklere afiyetle yediriyorlardı. | Open Subtitles | أي بلدة، أي وقت، البوب لحم خنزير وجبن في المايكرويف والعيد على كلب نفاث. |
SETI, mikrodalga bandında oldukça güçlüdür. | Open Subtitles | اضبطة بما فيه الكفاية على موجة المايكرويف. |
Halıdaki mobilya izlerinden. Buzlukta ya da mikrodalga fırında parmak izi yok. | Open Subtitles | علامات الأثاث على السجاد لاتوجد بصمات أصابع أو آثار على صندوق الثلج أو المايكرويف |
- En sonunda da mikrodalga fırını oldu. | Open Subtitles | أصبح في النهاية المايكرويف ثلاثة, إثنان, واحد |
Lütfen bunu mutfağa götür, mikrodalga da ötmeye başladı. Sanırım yemek hazır. | Open Subtitles | .ارجوكي ابقى هذه في المطبخ وقد سمعت المايكرويف يرن |
Oradan aşırı miktarda mikrodalga enerjisi yayıldığına eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من وجود قدر كبير من طاقة المايكرويف الصادرة من هناك |
önce mikrodalgaya atın sonra patlamış mısıra benziyecek. | Open Subtitles | ضعه في المايكرويف. ثمّ تحصل على ذرتك الصفراء. |
-Sen daha iyi bilirsin. Ama artık mikrodalgaya koyacağım bir kaplumbağam yok ki. | Open Subtitles | ولكن لم يعد هناك سلحفاة لتضعها في المايكرويف مجدداً |
mikrodalgaya küçük pizzalardan koydum. | Open Subtitles | لقد وضعت بعض لفافات البيتزا في المايكرويف |
Aslında burada geldiğine sevindim. Mikrodalganın saatini değiştirebilir misin? Ben bir türlü beceremedim de. | Open Subtitles | في الواقع أنا مسرورة لأنك هنا هل يمكنك التأكد من المايكرويف أنا لم أقم بتغيير الساعة |
Bart, bak, Mikrodalganın üstünde. | Open Subtitles | انظر إلى المايكرويف "على الذين يضعون جهاز منظم لنبضات القلب الإبتعاد عن هذا الشيء" |
Aynen öyle. Müzik setinin Mikrodalgayı tekrar oynatmaması güzel bir şey. | Open Subtitles | تماماً، لذا من الجيد إن مكبر الصوت هذا لا يشغل موجات المايكرويف |
Aklıma gelmişken, bu kara kutunun Mikrodalgayı kaydetmesi imkânsız. | Open Subtitles | لذا بالتفكير ملياً في هذا، مُحال إن الصندوق الأسود قد سجل موجات المايكرويف |
Bunlar dondurulmuş, mikrodalgada kızartılmış, ...ısırılmış, tükürülmüş sonra da delil olarak saklanmış. | Open Subtitles | هذا الإصبع تم تجميده,وقليّه لمدة قصيرة,ووضعه في المايكرويف ثم مُضغ ثم تم بصقه,ثم حُفظ كدليل |
Çoraplarını mikrodalgada ısıtmayı kes seni küçük ucube! | Open Subtitles | توقف عن تدفئة جواربك في المايكرويف,يا أيها المسخ الصغير |
"Bununla beraber, sayısız Mikro dalga sinyalleri... kızıl ötesi mesajlar, gigabaytlarca birler ve sıfırlar arasında... şimdi bayt büyüklüğünde kelimeler... | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك فأن فوائد المايكرويف عديدة وكذلك الرسائل بالاشعة تحت الحمراء والجيجا بايت المكونة من 0 - 1 |