"المبتسم" - Translation from Arabic to Turkish

    • gülen
        
    • gülümseyen
        
    • Sırıtkan
        
    • Smiley
        
    • Güleç
        
    Oh tatlım, hergünün en güzel tarafı... senin gülen yüzünü görerek uyanmak. Open Subtitles عزيزتي، أفضل جزء من كل يوم هو أن أصحو على وجهك المبتسم
    - Cecil ? Hayat zor geldiğinde, gülen suratlı kartı alırım Open Subtitles عندما كانت الحياة صعبة ألتقطت هذا الكارت ذو الوجه المبتسم
    Buradaki tek mutlu insan şurada gülen Magoo. Open Subtitles الشخص الوحيد السعيد بالأمر هو المبتسم هنا
    Bu tablo beni üç sebepten devam etmekten alıkoydu: Birincisi, gülümseyen ağzıyla hüzünlü bakan gözleri arasındaki kopukluk. TED أوقفتني هذه اللوحة لثلاث اسباب: أحداها هو عدم الترابط بين فمه المبتسم وعيناه الحزينتان
    Kibarca gülümseyen yüzü ve hayallere dalmış gözleriyle şu bildiğimiz Holmes'dan çok uzak bir görüntüsü vardı. Open Subtitles بينما وجهه المبتسم بلطف , وعيونه الحالمة الضعيفة كانت على خلاف هولمز المعتاد ككلب الشرطة السرية
    Bu Sırıtkan denen adam bar sahibinden çok eşkıyaya benziyor. Open Subtitles هذا الرفيق "المبتسم"، يبدو صوته همجي مثل خادم الحانة
    - Eğlenmene bak, Smiley. - Beladan uzak durun. Open Subtitles استمتع يا ذو الوجة المبتسم - ابقي انت بعيدا عن المشاكل -
    Bak tatlım ben pek gülen yüzlü biri değilimdir. Open Subtitles أتري, لا, عزيزتي, وأنا لا أحب الوجه المبتسم
    O gülen suratını sokmaması gereken yerlere sokuyordu. Open Subtitles تلصق الوجه المبتسم في الأماكن التي لا ينبغي أن تكون
    Gitmeden önceki son gecemde kızlarımla beraber evde olmak ve gülen yüzünü görmek istiyorum. Open Subtitles مع الشباب طوال الأسبوع الليلة الأخيره قبل ان اذهب اريد ان اكون بالمنزل فقط مع فتياتي وأرى وجهك المبتسم
    Bu bar gülen yüzümdeki gözleri tamamliyor. Open Subtitles هذه الحانة أكملت العيون على الوجه المبتسم
    Dil çikaran gülen surat mi simdi de olayin? Open Subtitles الوجه المبتسم الذي يخرج اللسان، أهذا هو ما تفعله الآن؟
    gülen yüz ise hallerine duyarlı yaklaştığın için. Open Subtitles يستخدم الوجه المبتسم يصب لصالحك إلى جانب المهارات السريرية
    Kocasının gülen yüzü hayaletten bile korkunçtu. Open Subtitles وجه زوجها المبتسم أكثر إخافةً منها
    Kapıda sizi karşılayan o gülen yüzü görmek harikadır. Open Subtitles و أن ترى ذلك الوجه المبتسم أمام الباب
    Üstünde gülen surat olmalıydı. Ne? Open Subtitles من المفترض أن يكون عليها الوجه المبتسم
    ve küçük prenses gülümseyen bir yüz... bu senin için... Open Subtitles و الاميرة الصغيرة ذات الوجه المبتسم هذه لكي
    gülümseyen yüzün... ve sıcak tavrın ile evimi huzur dolu bir yer haline getirdin. Open Subtitles وجهك المبتسم تواضعك ومساعدتك يجمل من بيتي بيت سعيد
    Kimse yaşlı, gülümseyen, arkasını dönüp bacaklarını ayırmış bir hippiyi fark etmez. Open Subtitles حقاً ؟ لم يلاحظ أحد ذلك الهيبيّ المفرشخ المبتسم في عودته
    Şimdi, eğer bu beyaz ceketli gülümseyen adamı bulabilirsen, onu bulduğunda hazineyide bulursun. Open Subtitles فإن وجدتَ الرجل المبتسم ذا الرداء الأبيض فستجد الكنز
    Bu Sırıtkan'ın hiç şakası yokmuş. Open Subtitles "ذلك الزميل "المبتسم قال بأنه لا يمزح بالجوار
    Smiley'nin vitrinindeki tabutların... sayısı artacağa benzer. Open Subtitles سيكونهناك... الكثير من التوابيت الخشبية في نافذة المبتسم.
    Francis, Güleç Hugh O'Connell ile konuşman lazım. Open Subtitles فرانسيس , سأحتاجك لتتكلم مع هيو أوكونيل المبتسم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more