"المبررات" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    • haklı
        
    Genç erkek çocuklara intihar saldırısı için gerekçeler ve casusların infaz edilişi öğretiliyor. TED يتم تعليم الأطفال الصغار المبررات للقيام بهجمات إنتحارية وإعدام الجواسيس.
    Güç, öldürmek için her türlü gerekçeye sahip olup da... öldürmemektir. Open Subtitles القوه القوه هي أن يكون لنا كل المبررات لنقتل
    Öldürmek için yeterli gerekçeler, ama eksik olan bir şey var. Open Subtitles المبررات الجيدة للقتل موجودة لكن هناك شيء يَـتغـيّبُ عنك
    Güç demek, insanın elinde her türlü haklı gerekçe olduğu halde öldürmemesi demektir. Open Subtitles القوه القوه هي أن يكون لنا كل المبررات لنقتل و لكننا لا نفعل ذلك
    Yaptıklarımızı haklı çıkaracak bir sonuca varamadım çıkarılacak tek kayda değer sonuç sensin senin kişisel yaşamın. Open Subtitles لـم أعـد أرى الغايـة أو المبررات لأجل ذلك لأن الشـيء الوحيـد المهم لك الآن هـو أنـــت الحفاظ على نفسـك بهذا المنصـب
    Efendim, size derhal hatırlatmak isterim ki Lord Dargis sizi al aşağı etmek için her yolu deneyecektir. Open Subtitles سيدي ، اود ان اذكرك بسرعه بان اللورد درجيس لديه كل المبررات للتخلص منك
    Seni öldürmek için sebep vermiş olursun, senin yaşamak için sebebin kalmaz. Open Subtitles سيكون لديه كل المبررات لقتلك ولن يكون هناك أي مبرر ليبقيك على قيد الحياة
    Sana beni sevmemen için her nedeni verdim ama buraya kendim hakkında konuşmak için gelmedim. Open Subtitles لديك كل المبررات لكرهي لكنني لست هنا للتحدث بشأني
    Senin trene atlamak için dünya çapında nedenlerin var. Open Subtitles لديك تلك المبررات الفخمه لرمي نفسك أمام القطار
    Dinle, bana inanmamak için elinde binlerce sebep var. Open Subtitles لديك كل المبررات لعدم الوثوق بي
    - Grodd insanlara güvenmediği için hak ettiğini aldı. Open Subtitles ليس ذلك Grodd لم يكن لديك بعض المبررات ل البشر عدم ثقتها.
    "Bu halkımız için." diyerek ileri giden sensin. Open Subtitles وتستخدمين نفس المبررات القديمة "هذا من أجل شعبي"
    - Grodd insanlara güvenmediği için hak ettiğini aldı. Open Subtitles أتفق معك ليس أن (غرود) لم يكن لديه بعض المبررات لعدم ثقته بالبشر
    Seevis, köyün tapınması için elinden geleni yapıyordu. Open Subtitles كان (سيفيس) يقوم بعمل الآلهة بالتأكيد من أن القرية... تملك كل المبررات للسجود...
    Bana haklı çıkarma saçmalıklarını sayma. Open Subtitles لا تعطيني بعض المبررات التافهة
    Sanırım haklı sebepleri vardı. Open Subtitles وأظن أن هناك بعض المبررات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more