İlk düşündüğüm şey olaya bir Programcı gözüyle bakmaktı. | TED | كان ذلك أول شيء فكّرت أن المبرمج سيضطلع بالقيام به. |
Belki de profesyonel bir sporcuya daha çok benzemeliyiz ya da ya da yorulmak bilmeyen Programcı gibi veya o hırslı araştırmacı gibi olmalıyız. | TED | لذا ربما يجب أن نكون مثل هذا الرياضي المحترف، أو مثل هذا المبرمج الذي لا يكل، أو مثل هذا الباحث الحالم. |
Bu adam, programcının bakmadığı sırada yazım işlemini bozup bu verileri ekledi. | Open Subtitles | هذا الشخص يخرب الطباعة عندما لا يكون المبرمج منتبهاً |
Böceği bulmak için kodu gözden geçirmemiz ve programcının hatasını bulmamız lazım. | Open Subtitles | لإيجاد العُطل ، يجب أن نبحث في سجلات المستخدم و نراجع البرمجة حتى نجد خطأ المبرمج |
Müdüre göre, tek yollu yapay içeren şişeler taşıyorlarmış, Programlanabilir DNA'lar yani. | Open Subtitles | و وفقاً للمدير فانهم كانوا ينقلون قارورة تحتوي على حبل اصطناعي من الحامض النووي المبرمج |
Düşünsene, kalıtsal olarak seni sevmeye Programlanmış biri bile sana katlanamıyor. | Open Subtitles | أعني أنه الشخص الوحيد المبرمج حيويا ليحبك وهو نفسه لا يطيقك |
Ve sonuçta, programlı hücre ölümünden sorumlu bir gende tek-nokta mutasyonuna rastlıyorlar. | TED | وما وجدوه في نقطة تغير وحيدة في مورثة مسؤولة عن التحكم في الموت المبرمج للخلايا. |
Ve herkesin evindeki köpekler belirli dereceye kadar otobiyografik benliğe sahiptir. | TED | وكل الكلاب الموجوده في المنزل لديها الذهن المبرمج الى حد ما. |
Bu yarıküredeki en yaratıcı programcıyı neden istediklerini sanıyorsun ? | Open Subtitles | الذي تَعتقدُ بأنّهم يُريدونَ الأكثر المبرمج المبتكر في هذه نصف الكرة الأرضيةِ؟ |
Programcı her zaman sana oyunla ilgili ipuçları verir. | Open Subtitles | المبرمج دائماً ما يعطيك دليل كنوع من المرح. |
- Denemek üzereyiz. - Tamam, programcıyı çalıştır. Jane, Programcı alıcıyla aynı frekansa ayarlanmış. | Open Subtitles | نحن على وشك تجربته حسناً ، قومي بتشغيل المبرمج جاين ، تم تعيين المبرمج على نفس تردد جهاز الإستقبال |
Şifreyi zorla kırmayı denedim ama hiçbir şey işe yaramıyor ama Programcı notunu içeren bir alt çekirdek var. | Open Subtitles | حاولت تكرار قنّ المرور عشوائيًّا، لكن كلّ المحاولات فشلت. لكن ثمّة لبًّا فرعيًّا يحتوي ملاحظة المبرمج. |
Amirlerim kendi üst düzey müdürlerine çok ciddi bir iş için işe aldıkları programcının kot pantolon ve spor ayakkabı giyen yeni yetme bir kız olduğunu söylememişlerdi. | TED | مُدرائي المباشرين لم يخبروا المدراء في المستوى الأعلى إن المبرمج الذي وظفوه في العمل المُهم كانت فتاة شابة والتي ترتدي الجنز والأحذية الرياضية في العمل. |
programcının kızından modellenmiş. | Open Subtitles | صورة مقلدة لإبنة المبرمج الرئيسي |
Programlanabilir DNA'lar hakkında ne biliyorsun? | Open Subtitles | أخبرني ماذا لديك عن ذلك الحامض النووي المبرمج |
Programlanabilir DNA'lar doku üretimini tetiklemek adına kullanılabilirler. | Open Subtitles | الحامض النووي المبرمج .. يمكن استخدامه لتنشيط عملية خلق الأنسجة |
Vogel'in kanında Programlanabilir DNA'larla birleşmiş Myklon Red izleri buldum. | Open Subtitles | "لقد وجدنا غاز الميكلون الأحمر في دم "فوجل مدمجاً مع الحامض النووي المبرمج |
Hedefimiz Programlanmış yanıtı.. | Open Subtitles | والهدف هو إختراق رد الفعل المبرمج بتغير العوامل العادية الطبيعية |
Programlanmış uyarı düzensizliklerini bulmak için kalbin elektriksel haritasını. | Open Subtitles | التحفيز الكهربائي المبرمج يقوم بتخطيط نظام القلب الكهربائي لإيجاد المركز الغير نظامي أيها الأطباء آسفة على المقاطعة |
programlı hücre ölümüne sebep olan doğal bir tepki bu. Ancak Nick'te bu prosesi düzenleyen gen suskun kalmış. | TED | وذاك رد فعل طبيعي، والذي يسبب نوعا من الموت المبرمج للخلية. لكن المورثة التي تنظم ذلك معطلة. |
otobiyografik benliğe ise bence bazı türler sahiptir. | TED | هو الذهن المبرمج الذي لدى بعض الاصناف, على ما اعتقد. |
Hatta, ikiniz hemen gidip şu programcıyı bulsanıza. | Open Subtitles | أتعلم ، لم لا تقومان الآن بإيجاد المبرمج |