Pete, Lucas beşiğinde değil. Eskiden babamla beraber çizgi film izlerdik. | Open Subtitles | لوكاس ليس في سريره ابي وأنا اعتدنا مشاهدة الرسوم المتحركة معاً |
Ama bu işe izin verdim çünkü ilginç şeyler ortaya çıkabilirdi ve ben çocukluğumdan beri bir çizgi roman müptelasıyım. | TED | إلا انني رضخت لأنها بدت كاحتمالية مثيرة، وكوني مُدمن علي الرسوم المتحركة منذ الصغر. |
Çalışma arkadaşlarım ve ben; hareketli nokta bilimi tarafından büyülendik. | TED | زملائي و انا معجبين بعلم النقاط المتحركة |
Çocuk hastanelerinden Tekerlekli sandalye çalan küçük çaplı bir soyguncu olarak bilinirdi. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً عٌرِف في الغالب بسرقة الكراسي المتحركة للمستشفيات |
Bir hareket paterni oluşturmak için harket eden noktaları takip etmeliler. | Open Subtitles | إنهم بحاجة لتتبع سلسلة من نقط المتحركة للحصول على نمط الحركة |
Ve işlerine giden yoldaki bu devasa yürüyen merdivenlerle yukarı çıkıyorlar. | TED | وهم يصعدون هذه الدرج المتحركة العملاقة نحو طريق عملهم. |
Bildiğiniz gibi, animasyon bir görüntüler dizisidir. | TED | وكما تعرفون، الرسوم المتحركة هي عبارة عن سلسلة من الصور. |
Biraz da şüphe çekici sanırım. çizgi film zamanı. | Open Subtitles | و الأمر أيضاً يثير الشك حان الوقت لنعرض الرسوم المتحركة |
çizgi filmler yetişkinler için olsaydı, Prime time'da yayınlanırdı. | Open Subtitles | إن كانت الرسوم المتحركة للراشدين لعرضوها في الأوقات الرئيسية |
Bu çizgi filmde başrol oynamayacaksam, filmi başlatalım. | Open Subtitles | إن لم أمثل بفيلم الرسوم المتحركة عذا فلنبدأ الفيلم وحسب |
Örneğin, bir soru şöyle olabilir: Kontrollü uçuş için gerekli asgari kaç adet hareketli parça olmalıdır? | TED | وعلى سبيل المثال قد يكون أحد هذه الأسئلة، ما هو العدد الأدنى للأجزاء المتحركة المطلوبة للطيران الخاضع للتحكم؟ |
Örneğin, helikopterler tamamı vücudunuza zarar verebilecek binlerce hareketli parçası olan makineler olarak bilinir. | TED | المروحيات مثلاً، معروفة بشكل كبير على أنها آلات بآلاف القطع المتحركة تتعاون جميعها لتعطيك ضرراً جسدياً. |
Bir tarafı daha ağır yapan hareketli parçalar ayrıca ağırlık merkezini, çarkın merkezinin aşağısına taşır. | TED | إن الأجزاء المتحركة التي تجعل أحد جوانب العجلة أثقل كذلك تحوّل مركز الكتلة للأسفل تحت المحور. |
Bazı hocaların ağızla kontrol edilen Tekerlekli sandalye kullandığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت أن بعض معلميك على تلك الكراسي المتحركة ذات التحكم الفموي. |
Bir de çok önemli olan Tekerlekli sandalye var. | TED | أو النأخذ الكراسي المتحركة ذات الأهمية الحرجة. |
Ya da standart Tekerlekli sandalyeleri elektrikli ve havalı sandalyelere çevirsek yaşlı nüfusun mobilitesine yardımcı olur mu? | TED | أو، هل يمكننا المساعدة في تنقل الفئة المسنة بتحويل الكراسي المتحركة العادية إلى سيارات كهربائية ممتعة؟ |
Ve hareket eden bileşenleri olan parçalar, menteşeler ve parça içinde parçalar üretebilirsiniz. | TED | كما يمكنك صناعة اجزاء باستخدام العناصر المتحركة, مفاصل, اجزاء داخل اجزاء |
Bunun nedeni, etrafımızda hareket eden fiziksel nesneleri göz ardı edemeyiz. | TED | و يعود السبب الى كوننا لا يمكننا انكار الامور الجسدية المتحركة في بيئتنا |
İnsanları taşımak için yürüyen merdiven kullandığımızdan tüm bu kirişler köşegen yük alıyorlar. | TED | لأننا نستخدم السلالم المتحركة لنقل الناس ، تقوم كل هذه الدعامات بإلتقاط أحمال قطريه |
Acil serviste hastalara bakmakla bir animasyon oluşturmak tabii ki çok farklı işler. | TED | الآن نرى أن العناية بالمرضى في غرفة الطوارئ وتصميم الأفلام المتحركة هما عملان مختلفان تماماً. |
Tamam, bunu LAPD Mobil birimlerine göndermeni istiyorum. Herkesin bu aracı aramasını istiyorum. | Open Subtitles | انشرها للوحدات المتحركة أريد أن يبحث الجميع عن هذه الشاحنة |
Bu çevirmeli defterleri almak istemiştim. | Open Subtitles | كنت أريد إحضار كتب الرسومات المتحركة تلك. |
Kral Tut ve onun türbesi Kayan kumların altında gizli kaldı. | Open Subtitles | لمدة ثلاثة آلاف عاماً في أمان تام بعيدا عن العيون تخفيها الرمال المتحركة |
Tabii ya. bataklık da korkunçtur. | Open Subtitles | اللعنة , نعم الرمال المتحركة مخيفة للغاية يا رجل |
Şimdi seçtiğiniz bataklıkla ne yapacağınıza karar verin. | Open Subtitles | حددي الان ما تودى عمله بالرمال المتحركة التى اخترتيها |