Kontrolü kaybetmişlerdi, ama kimse gittikçe artan riskin farkında değildi. | Open Subtitles | وخرج عن السيطرة ولم يكن أحد مدركاً الخطر الهائل المتزايد |
artan tehlikeyi görmezden gelen iradesiz bir Başkan'ın sıkıcı kuklası. | Open Subtitles | دمية تافهة لرئيس ضعيف الشخصية الذي يرفض مواجهة التهديد المتزايد |
Artık ekonomik hasar da vermeye başlayan, yeryüzünün tüm kaynakları, tüm kapasiteleri ve tüm sistemleri üzerindeki artan taleplerimiz yüzünden duracak. | TED | سيتوقف بسبب طلبنا المتزايد على الموارد وكل السعات وكل الأنظمة على الأرض، والتي تعرف الآن ضررا اقتصاديا. |
Mikro kredi ile düzenli yatırım ve büyüyen düzenli yatırım arasında tam bir tezat yapıyorsun. | TED | إنك تقر بوجود اختلاف كبير بين القروض الصغرى والاستثمار المنتظم والاستثمار المنتظم المتزايد. |
Çevreyi daha fazla tahrip etmeden büyüyen nüfusun beslenmesine yardım etmek istiyoruz. | TED | نحن نريد أن نساعد في توفير الغذاء لعدد السكان المتزايد دون المزيد من تدمير البيئة. |
Belki, şaşırdığımız bazı olaylar, dünyamızdaki giderek artan kentsel ve kırsal ayrımın sonucudur. | TED | الآن، من الممكن أن تأتي بعض الدهشة من الانفصال المتزايد في عالمنا بين الحضر وغيرهم. |
İşgal Et protestolarını, sarpa saran borç krizlerini, artan eşitsizliği, paranın politika üzerindeki etkisini, kaynak sıkıntılarını, gıda ve petrol fiyatlarını görüyoruz. | TED | نرى احتجاجات الاحتلال، نرى أزمات الديون المتصاعدة، نرى التباين المتزايد نرى تأثير المال على السياسة، نرى القيود على الموارد، أسعار النفط والغذاء. |
Alman panzerlerinin Fransız sınırına kadar dayanması sonucu ve başkent Paris için artan bombardıman tehlikesi yüzünden ...sokaklarda çok büyük bir paniğin baş gösterdiği ...ve büyük bir göçün başladığı haberlerini alıyoruz. | Open Subtitles | بالتقدّمِ السريعِ الرايخ الثالثِ نحو الحدود الفرنسية، والتهديد المتزايد هجمات بالقنابل على الرأسمالِ، |
Kuzeybatı Amerika kıyılarında denizler güneşin artan gücüyle değişime uğrarlar. | Open Subtitles | بعيداً عن الشاطيء، في الشمال الغربي لأمريكا، تتحول البحار بفعل تأثير أشعة الشمس المتزايد |
Sürekli artan dış baskıya rağmen devrimci planlarından sapmaz... | Open Subtitles | بالرغم من الضغط الخارجي المتزايد فإنه يتمسك بخططه المستقبلية |
Oksijen tüpü artan basınca dayanamayınca, bum! | Open Subtitles | و عندما لا تتحمل خزانات الأكسجين هذا الضغط المتزايد |
Yalanan kızın artan zevkini görebiliyordum. | Open Subtitles | يمكن أن أرى السرور المتزايد للبنت التي كانت. يلحس لها |
İnternet katili için artan arama çalışmaları, bölgemizde ve ülkede günün konusu oldu. | Open Subtitles | يتصدر الأخبار مرة أخرى، هنا، وعبر البلاد ، البحث المتزايد والمستعجل |
İnternet katili için artan arama çalışmaları, bölgemizde ve ülkede günün konusu oldu. | Open Subtitles | يتصدر الأخبار مرة أخرى، هنا، وعبر البلاد ، البحث المتزايد والمستعجل |
artan odunculuk ve ziraat yaşam alanlarını tehdit ediyor. | Open Subtitles | التحطيب المتزايد والزراعة يُهددان موطنهم، |
giderek yaklaştıkça artan heyecanını tahmin edersiniz. | Open Subtitles | لكم أن تتخيلوا التوتر المتزايد كلما اقترب منها. |
Ve hızla büyüyen nüfus için yeterince iş imkanı yok. | TED | ولا يوجد وظائف كافية لتعداد السكان المتزايد. |
Bu kalabalık başkent, büyüyen nüfusu beslemek için sulama sistemlerini sürekli genişletmek zorundaydı. | TED | كان يجب على هذه العاصمة المزدحمة أن تستمر في توسيع نظام الريّ لتلبية احتياجات عدد السكان المتزايد. |
Çin'in en hızlı büyüyen finans merkezi büyük bir gelişimin tam ortasında. | Open Subtitles | مركز الصين المالي المتزايد الأسرع في خضم طفره هائله |
büyüyen sürtüşmemize son vermek niyetindeyken küstahça tırmandırmanızdan sonra yapamayacağınızı bildiğimiz tek şeyi göstererek sizleri köküne kadar bunalıma sokmaya karar verdik. | Open Subtitles | بعد وقاحتكم للتصعيد بخلافنا المتزايد و لقد قررنا أن الطريقة الوحيدة لردها لكم هي بآداء |
Güç daha önce hiç olmadığı kadar çok gençlerin elinde, çünkü DQ'ya giderek daha fazla güveniyoruz; yani dijital zekâya. | TED | إن السلطة تنتقل إلى الشباب بشكل غير مسبوق بسبب اعتمادنا المتزايد على الذكاء الرقمي. |