Var mıydı bilmiyorum ama kıtlık yüzünden böyle bir korku vardı. | Open Subtitles | لا أعلم ان ظهر الوباء ولكن كانت هناك مخاوف بسبب المجاعة |
Hayat boyunca hayal edemeyeceğimiz ölçekte kıtlık, kuraklık ve yoksulluk göreceğiz. | Open Subtitles | في حياتك, سنرى المجاعة والقحط والفقر, على نطاق لا يمكن تخيله |
kıtlık, Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri. | TED | المجاعة هي واحدة من الفرسان الأربعة لنهاية العالم. |
İnsanlar kurak sezonlarda Açlık çekerken yemek yardımı gidiyor. | TED | تصل المساعدات الغذائية كل سنة عندما يعاني البشر من المجاعة في الفصول الشحيحة. |
Bu kişilerin doğum öncesi yaşadıkları Açlık deneyimi vücutlarını çok farklı yönlerde değiştirmiş gibi görünüyor. | TED | تجربة المجاعة ما قبل الولادة لهؤلاء الأشخاص أدّت على ما يبدو لتغيير أجسامهم بطرق عديدة. |
Her yerde, insanlar ölüyor ve öldürülüyorlardı. Hastalıktan hayatlarını kaybediyorlardı ya da aşırı çalışmaktan veya idamdan ve açlıktan. | TED | كان الناس يموتون و يقتلون بكل مكان يخسرون حياتهم للمرض العمل الزائد عن الحد الإعدام و المجاعة |
Silahlardan, ateşten ve Kıtlıktan çıkacak ölüm onları beklemekte. | Open Subtitles | سينتظرهم الموت من خلال , الأسلحة , و النار و المجاعة |
Bugün kıtlık, dünyanın en uzak ve savaş yoksunu ülkelerine sürüklenmiş. | TED | اليوم، المجاعة نُفِيَت بعيدًا نحو المناطق التي دمرتها الحرب. |
1312'de Mansa Musa tahta geçtiğinde Avrupa'nın büyük bölümü kıtlık ve iç savaşlarla harabeye dönerken, | TED | عندما قدِم مانسا موسى إلى السلطة عام 1312، كانت المجاعة والحروب الأهلية قد أضنت معظم أوروبا. |
kıtlık durumunda tapyoka bitkisinin kökünü hızla işlemekten doğuyor. | TED | ينتج عن التجهيز السريع لجذور الكسافا السامة, في حالات المجاعة. |
Savaş, deprem, fırtınalar, yangın, kıtlık, veba... | Open Subtitles | الحرب و الزلزال و الرياح و النار و المجاعة و الطاعون |
Savaş, kıtlık, Ölüm, Salgın Hastalık ve Bayan Timberlake. | Open Subtitles | هناك الحرب ، المجاعة ، الموت ، الطاعون .. والآنسة تمبرلاك |
İki gün. 15 yıl Sudan'lılar kıtlık, salgın ve Britanyalılarla savaşarak ödedi. | Open Subtitles | و دفع السودانيون الثمن خمسة عشر سنة من الوباء و المجاعة |
20 yılımı Açlık sınırında olan Afrikalı çiftçilerle röportaj yaparak harcadım. | TED | لقد قضيت 20 عاما في مقابلات مع مزارعين أفريقيين كانوا على حافة المجاعة. |
Ekonomik yoksunluğun herkesi Açlık tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı Uganda'ya sürüldüm. | TED | تم ترحيلي إلى أوغندا، حيث يضع الحرمان الاقتصادي الجميع في خطر المجاعة. |
Bu Açlık problemini çözmemizde araziler için işimizi daha da zorlaştıracak. | TED | مما سيجعل الأمر أكثر صعوبة بالنسبة للأرض لمساعدتنا على حل مشكل المجاعة. |
Ve, kent yoksullarının Açlık ... ... çekmelerini istemiyoruz. | TED | ونحن لا نريد أن نترك فقراء الحَضَر يواجهون شبح المجاعة. |
Kısacası, aklını başına alırsan eğer, açlıktan ve sefaletten kurtulmanın tek yolunun askeri çözüm olduğunu sen de görürsün. | Open Subtitles | حيثما قال أو فعل الحل الوحيد للقضاء على المجاعة و الفاقة هو الحل العسكري |
Doğudaki gettolarda açlıktan kırılanlar, bir parça ekmek uğruna gönüllü oluyordu. | Open Subtitles | فى أحياء اليهود التى تعانى المجاعة فى الشرق هؤلاء الذين تطوعوا بالذهاب حصلوا على خبز |
Şimdi tek servetim ellerinde dünyaya övgüm olan, beni açlıktan kurtarmak için bekleyen ellerinde. | Open Subtitles | و الآن فان ثروتي الوحيدة بين يديك و التي هي ابداعي الذي قدمته لهذا العالم هي كل ما تبقى لي لانقاذي من المجاعة |
Adamlarınız ve Kıtlıktan kaçan Çinliler aynı istikamette ilerliyorlar. | Open Subtitles | رجالك يتقدّمون على طول المسار نفسه كالصينيون الّذين يهربون من المجاعة. |
Belki Oceana'dan bir deniz biyoloğunun neden buraya gelip dünya açlığı hakkında konuşacağını merak ediyorsunuzdur. | TED | قد تتساءلون ما الذي يجعل عالمة أحياء بحرية في أوقيانوسيا تأتي اليوم هنا لتتحدث لكم عن المجاعة في العالم. |
Yerleşimlerdeki açlıkla yaşatılan, dolaylı şiddetten bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن العنف الغير مباشر والذي يتوغل المجاعة في البلدات |
Böylece Veramesh büyük bir kıtlığa uğradı Markon, Artakes Peygamber'e gitti, ve ormana yiyecek bulmak için gitmeyi diledi. | Open Subtitles | اذا جاء ليتخطى فير اوميش لأمسك به من قبل المجاعة العظيمة. اذا ذهب ماركون للنبي ارتيكوس وطلب منه أن يذهب لغابة الطعام |
Bir şeyi unutuyorsun, saray inşa edildiğinden beri hiç kimse açlıktan ölmedi hatta son kuraklıkta bile ölen olmadı. | Open Subtitles | يبدوا إنك تنسي إن مكان المقامرة لم يجعل أحد في مملكتي يموت من الجوع حتى في المجاعة الاخيرة |