yan odada, bu odada, bütün diğer odalarda... her zaman birileri var. | Open Subtitles | دائماً يوجد شخص بالغرفة المجاورة وفى هذه الغرفة ، وفى كل مكان |
yan yana duran sağdaki iki azı dişte altın dolgu varmış. | Open Subtitles | لديه حشوات أسنان ذهبيّة في الأضراس اليمنى المجاورة ويتخللها بالقواطع اليسرى |
R-E-D Tamam, anne sadece yan odada iyi tatlım olacak? | Open Subtitles | حسناً عزيزى ، ماما ستكون فى الغرفة المجاورة حسناً ؟ |
komşu ilçede Karen Foley'nin verdiği bir şikayet dosyası buldum. | Open Subtitles | وجدت شكوى مرفوعة من قبل كارين فولي في المقاطعة المجاورة |
Ve sonra... yandaki kabine baska bir adam girdi ve isemeye basladi... | Open Subtitles | و بعدها دخل شاب في الكبينة المجاورة لنا و شرع في التبول |
Sen ve yan hücredeki çocuk üzerinde çok etkim var. | Open Subtitles | لدي أدلة شبه مؤكدة أنك أنت وزميلك في الزنزانة المجاورة |
Dairesindeki borulardan birinde kaçak var. yan daireye sızıntı olmuş. | Open Subtitles | كان هنالك أنبوب مكسور بوحدته سبّب بعض الضرر للشقة المجاورة |
Biz ona öyle demiyoruz, ama evet, lütfen yan odaya gelin benimle. | Open Subtitles | إننا لا ندعوه بذلك ولكن نعم، اتبعيني من فضلك إلى الغرفة المجاورة |
Ve şunu bilmeni isterim ki, yan odada olsam da olmasam da her zaman senin yanında olacağım küçük hanım. | Open Subtitles | وأريدك أن تعلمي أنه وإن كنت في الغرفة المجاورة أو لم أكن فأنا دائماً هناك من أجلك, أيتها الصغيرة المدللة. |
yan odada sihirli dinleme değneklerini sallayan dinleyiciler yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد مستمعون في الغرفة المجاورة يلوحون بأجهزة تنصتهم السحرية؟ |
Dr. Schrödinger cihazını aktifleştirmek için yan odaya kaçtı ve çıkarken de kontrol panelini devre dışı bıraktı. | TED | دكتور شرودنغر ذهب على عجل للغرفة المجاورة لتفعيل الجهاز وقام بتعطيل لوحة التحكم عند الخروج. |
Işıkta yakalandığımızda bilirsiniz yan taraftaki araba bulunan insanlar bir tür saygı dolu bakışlar atıyorlardı. | TED | وعندما نتوقف عند اشارة المرور يقوم الناس في السيارات المجاورة بما يشبه بايماءة احترام لنا |
komşu ülkelerin üzerimizde büyük bir baskı kurmaya çalışacaklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا اتوقع ان الدول المجاورة سوف تفرض علينا ضغط كبير |
komşu yetki alanlarına da ulaşmalısın biraz daha çok öğrenirsek onları bilgilendireceğimizi söyle. | Open Subtitles | عليك أن تستعين بالمناطق المجاورة اخبرهم أننا سنخبرهم بالمستجدات ما ان نعرف المزيد |
Tıpkı Dünya gibi, Güneş'in etrafında dönen komşu gezegenler olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | علمنا أن الكواكب المجاورة لنا تدور حول الشمس، تماما مثل الأرض. |
Hey, bunu için teşekkür ederim, ama yandaki odanın neden boş olduğunu anladım. | Open Subtitles | شكراً لك من أجل كل هذا ولكنني عرفت سبب أن الشقة المجاورة شاغرة |
Evet, yarına kadar bir şekilde yandaki kız kulübünü ortadan kaldırabilirsiniz. | Open Subtitles | اجل، يمكنكما ان تجعلا الاخوية المجاورة تختفي بشكل سحري بحلول الغد |
diğer odada bir kanepe var. Neden biraz uzanıp uyumaya çalışmıyorsun? | Open Subtitles | توجد أريكة في الغرفة المجاورة لم لا تتمددين وتنامين قليلاً ؟ |
Wu-Hop'a gittiğimizde, her zaman büyük akvaryumun yanındaki masaya otururdu. | Open Subtitles | عندما يذهب للسوق إنه دائما يذهب للطاولة المجاورة للأسماك الإستوائية |
Öyleyse bitişik zarların matematiği, yeni bir zar için ihtiyacımız olana çok benzerdir. | TED | لذا فرياضيات القشورة المجاورة شبيهة جداً لما نحتاجه للقشور الجديدة. |
Bitişikteki arsayı almalıydık. | Open Subtitles | كان يجب علينا أن نشتري الأرض المجاورة لنا |
Sadece hemen o çevredeki insanlar etkilenmeyecek. | TED | لكنها ليست فقط الناس في المنطقة المجاورة. الذين سيتأثرون، |
Başkan ve başkan yardımcısı yakın alanda tüm insanları tahliye emretti. | Open Subtitles | وكان الرئيس ونائب الرئيس وأمرت بإخلاء جميع المقيمين في المنطقة المجاورة. |
çevre ülkeler arasında sık sık bölgesel ihtilaflar ortaya çıkar. | Open Subtitles | بينما تغلي نزاعات إقليمية ببطئ بين العديد من دوله المجاورة |
işgal edilen komşusu hiç bir askeri operasyon düzenleyemedi çünkü petrol arzı tamamen kitlenmişti. | TED | و لم تستطع الدولة المجاورة على القيام بأي حركة عسكرية لأن تزويدهم بالبترول قد توقف. |
Şu anki vücut ısısının çevresindeki bitki örtüsünün ısısından sadece birkaç derece daha fazla olduğu termal kameradan da açıkça görülüyor. | Open Subtitles | في هذه اللحظة, إنها أدفئ ببضع درجات من النباتات المجاورة كما ترينا الكاميرة الحرارية بوضوح. |
Bu yüzden, burada daha önce söylediğimizi tekrarlıyoruz: soğanın her bir zarı bitişiğindeki zarlara benzerlik gösterir. | TED | لذا نقول هناك، مجدداً، ما قلته سابقاً: أن كل قشرة من البصلة تعرض تشابهاً للقشور المجاورة. |