Golf dulları, borsa dulları ve mahkeme dulları genelde aynıdır. | Open Subtitles | ارامل الجولف, ارامل البورصة, ارامل رجال المحاكم كلهن نفس الشئ |
Avukatlar mahkeme salonlarında koşuştururken noterler bir kaç pul ile parayı kırıyor. | Open Subtitles | بينما المحامين يتنقلون بين قاعاتِ المحاكم. الموثّقين يجمعون المال مع بضعة أختام. |
Nezarethaneler ve mahkemeler de tasarlamıyorum. | TED | لا أصمم مراكز الاحتجاز، ولا أصمم المحاكم. |
mahkemeler ve yasama organları hep sınırlar çizer durur. | TED | الان , المحاكم و المشرعين يرسمون الخطوط طوال الزمن. |
Çünkü ben mahkemede böyle şeylere izin verilen bir dünyada büyüdüm | Open Subtitles | لقد نشأت فى عوالم سمحت بأشياء مثل هذه المحاكم |
İkimiz de bu işin mahkemeye taşınmasını istemeyiz değil mi? | Open Subtitles | لا أحد منا يريد أن ندخل المحاكم بيننا، أليس كذلك؟ |
Yozlaşmış mahkemelerin serbest bırakacağını düşündükleri uyuşturucu satıcılarını öldürüyorlar. | TED | يقتلون تاجر مخدرات يظنون بأنه سيفلت من العقوبة بسبب المحاكم الفاسدة. |
Meşru hukuki sebep, avukatların, argümanlarını mahkeme önüne serebilmek için kullandıkları bir araçtır. | TED | و سبب قانوني للتحرك هو سيارة يستعملها المحامون لتقديم حججهم أمام المحاكم. |
Yakalandı ama mahkeme delil yetersizliği yüzünden serbest bıraktı. | Open Subtitles | لقد أمسك لكن المحاكم أطلقته لضعف الأدلة عليه |
Deliller mahkeme salonuna taşınmış olacak. mahkeme salonuna öyle mi? | Open Subtitles | ـ الدليل سوف يسلم إلى المحاكم ـ إلى المحاكم؟ |
Sonuç olarak: mahkemeler bu patenleri kaldırmaya yanaşmamışlardı. | TED | لذلك، الحد الأدنى هو: المحاكم لم ترد إسقاط براءات الإختراع |
O zamanlarda mahkemeler çok sesli olduğu için ayrıca okyanusun yanında da sesini yüksek dalga seslerine uydurarak pratik yaptı. | TED | ولان المحاكم في ذلك الوقت كانت تعج بالفوضى, كان يتمرن عند المحيط، جاعلا صوته أعلى من صوت هدير الامواج. |
Federal mahkemeler, kadın ve erkeklerin fiziksel uygunluk testi programları için fizyolojik olarak aynı olmadıklarını belirtti. | TED | أوردت المحاكم الفيديرالية أن الرجال والنساء ليسوا متساوين فيزيولوجيًا من أجل دعم برامج اللياقة البدنية. |
Silah sanayii mahkemede hiç kaybetmedi. | Open Subtitles | شركات صناعة الأسلحة لم تخسر في المحاكم من قبل لكن هذه المرة.. الرجل الذي يقود القتال.. |
Ama seni 10 yıl mahkemede süründürmemi | Open Subtitles | لكن اذا اردتني ان اسحبكِ في المحاكم لمدة عشر سنوات |
Bir dakika, lütfen. mahkemeye gidebiliriz dedim, gidelim demedim. | Open Subtitles | لحظة من فضلك,لقد قلت أنه يمكننا الذهاب إلى المحاكم و لكن لم أقل أننا نريد ذلك |
Bilirsin, mahkemelerin birilerini resmen ölü ilan ettiklerini duyuyorsundur. | Open Subtitles | لقد سمعت ان المحاكم تعلن انهم موتى قانونا |
O kadar iyi bir konuşmaydı ki Atina mahkemeleri onu serbest bıraktı. | TED | لقد كان خطابه عظيما لدرجة أنّ المحاكم الأثينية أخلت سبيله. |
Ve avukatım sizin gibi beyaz kıçlı... Robocop'ları mahkemelerde süründürmek için para harcamaya bayılır. | Open Subtitles | فـ محاميي يحب أن يصرف مالي ليسحب رجال شرطة مثلكم في المحاكم |
Sonuç olarak ben de özel avukatlığa başlamaya karar verdim ve Afgan Mahkemelerinde dava açan ilk yabancı oldum. | TED | إذن و نتيجة لذلك، قررت أن أفتتح مكتب محاماة خاص، و أصبحت أول أجنبي يرفع دعوى في المحاكم الأفغانية. |
Saldırıya uğrarlarsa, okullarına, patronlarına, mahkemelere başvurmalarını istiyorum. | TED | إذا تم الإعتداء عليهن، أريدُ منهن الحصول على ملاذ في مدارسهن من اصحاب أعمالهن، ومن المحاكم. |
O zaman neden Mahkemenin Bishop'a da dürüst davranmasını sağlamayalım. | Open Subtitles | لماذا لا ينبغي على المحاكم أن تكون صادقة حول بيشوب؟ |
Mahkemelerden, hangi yargıcın cübbesinin altında silah taşıdığından... hangisinin bunadığından söz ediyoruz. | Open Subtitles | فنحن نتجاذب أطراف الحديث عن المحاكم والقاضي الذي خرف لكبر سنه وأيهما يحمل سلاحا تحت عبائته |
Four Courts'u, Limerick'i ve Cork'u ele geçirmişler. | Open Subtitles | لقد احتلّوا المحاكم الأربع، (ليمريك)، (كورك). |
Adliye Sarayları Amerika'nın dört bir yanından gelecek çiftlerin işini görebilmek için hava karardıktan sonra da açık olacak. | Open Subtitles | المحاكم ستظل مفتوحه بعد الظلام لكي تلائم العديد من الأزواج من كل أنحاء أمريكا |
Ülkenin idare edilmesi gerekiyor. Benim önerim, efendim, bu mahkemeyi ilgilendiren bir husus. | Open Subtitles | حسناً, أقترح يا سيدى أن هذه مسألة تخص المحاكم |
Ve mahkemeden önce yorum yapmıyorum. | Open Subtitles | كما لن أعلق على قضية هي حالياً أمام المحاكم |