"المحامى" - Translation from Arabic to Turkish

• Avukat
• Avukatım
• avukatın
• avukata
• avukatı
• avukatla
• avukatlar
• avukatına
• avukatsın
• Avukatımla
• avukatların
• avukatıma
• Avukatımı
• Counselor
• avukattır

Şimdi beni destekleyen tek kişi bu kan emici Avukat.
والوحيد الذى يقف إلى جانبى هو المحامى مصاص الدماء هذا

Ben James Stamphill ve bana söyleyeceğiniz her şey Avukat - müvekkil gizlilik ilişkisi kurallarına göre aramızda kalacak.
انا جيمس ستامفيل واى شئ ستخبرنى بة سيتم حمايتة تبعاً لقواعد خصوصية علاقة المحامى بالموكل لذا تمتع بحرية كاملة

Sen bir polissin, Avukat değil. İç işleri buna engel olmamalı.
أنت شرطى, وليس المحامى لا تدع رجال الشئون الداخليه يؤثرون فيك

Avukatım kendim teslim olduğum için, cezamın daha hoşgörülü olacağını söyledi.
قال المحامى أن القاضى سيكون متساهل معى من أجل تسليمى لنفسى

Evet, avukatın soru sormak yerine neden oluşturmak eğiliminde olduğunu fark ediyorum.
نعم, لقد لاحظت ان المحامى يحاول الوصول الى نقاط محددة

Dinle. avukata git ve beni göndermek istedikleri Herhangi bir yere gidebileceğimi söyle.
اذهبى الى المحامى و قولى له انى ساذهب الى اى مكان يريدون ان يبعثوا بى اليه

Bu arada avukatı "açgözlülük" kurbanı Eli Gould'muş.
بالمناسبه المحامى كان ايلى جولد الضحيه فى جريمة الطمع

Bugün o avukatla görüşüp sorunu çözeceğiz.
سنقابل المحامى اليوم وسوف نحل هذا الموقف

Onu evinde tutmak için bir süre Avukat gibi davran.
عليك تمثيل دور المحامى لعدة أيام وعندما تسنح لك الفرصة

Ayrılmamızdan önce Keith'in nüfusuna geçmen için gereken kağıtları hazırlayan Avukat aradı.
قبل أن نغادر ، فإن المحامى الذى تولى موضوع التبنى اتصل بى

Yeni Avukat ve yeni bahçıvanları içeri kimin aldığını merak ediyorum.
من الذى سمح لهم بالدخول , المحامى و البستانيون الجدد ؟

Onu hapse girmekten kurtaramayan bir Avukat hakkında anlatacak çok şeyi olmalı.
ربما لديكِ الكثير لتقوليه عن المحامى الذى فَشَل فى إبقائه خارج السجن.

Carter, seni uyarıyorum, bu makine devrilecek olursa, eğer bu Avukat bu asansörden düşecek olursa...
كارتر ، اننى أحذرك اذا كانت هذه البدعة ستنهار اذا سقط المحامى من على الدرابزين

Sir Wilfrid ise bir avukattır. Sadece bir Avukat davanızı mahkemede savunabilir.
المحامى فى المحكمة العليا فقط يمكنه أن يترافع فى المحكمة

Avukatım yarına kadar burada olmayacak yani o zamana kadar...
المحامى الخاص بى لن يتواجد حتى الغد لذا لحين ذلك

Ben bir Avukatım ve endişelenmeniz gereken bir şey varsa o da avukattır.
سيدتى انا محامية اذا كنت ستشعرين بالقلق من شيئ فذلك الشيئ هو المحامى

avukatın, vasilerinle sorununuz olduğunu söyledi.
المحامى الخاص بكِ قال أن هناك مشاكل بينكِ وبين الأوصياء عليكى

avukatın katibi, Bay Lesley Ferrier'in öldürülmesi.
وهى قضية السيد ليزلى فيرير كاتب المحامى.

avukata gitmedim. Yalan söyledim.
لم أقابل المحامى لقد كذبت عليك

İzciler sanık konumunda. Başyargıç da onun avukatı.
أي الباحث مثل المتهم و الشاهد الأخر مثل المحامى

avukatla aynı şey. Sadece daha fazla para alır.
هو مثل المحامى فقط الفواتير مرتفعه

- Onlar mı? - Filmlerdeki avukatlar gibi.
كما يفعل المحامى فى الأفلام

Sana kendini daha iyi hissettirir mi bilmiyorum ama avukatına boşanma işlemlerini başlatmasını söyleyebilirsin çünkü ben artık yoğum.
حسناً، لوكانهذا يجعلكِتشعرينبالراحة. ولكن ربما يتوجب أن تخبري المحامى خاصتك بتحضير أوراق الطلاق لأننيأنوىذلك.

Sen b*ktan bir avukatsın!
انت المحامى اللعين

Bu kapıyı açmazsan, Avukatımla ciddi bir sorunun olacak.
ستقع فى مشكلة مع المحامى الخاص بى اذا لم تفتح هذا الباب الان

Bana avukatların saygılı olmalarını öğrettiler.
وعلمونى انه يجب ان يتم احترام المحامى

Buradan avukatıma giderim. Oradan da hapishaneye veya elektrikli iskemleye...
من هنا سأذهب الى المحامى, ومنه الى السجن, او الى الكرسى الكهربائى, آسف على ازعاجك.

Hemen Avukatımı ara, gelip beni kefaletle çıkarın.
إحضرى المحامى حالاً وتعالى لتدفعى كفالتى

Çizgiyi aştınız, Counselor.
لقد خرجت عن النص, ايها المحامى.