"المحتاج" - Translation from Arabic to Turkish

• muhtaç
• ihtiyacı olan

muhtaç durumdaki arkadaşıma yardım eli uzatıyor muyum?
هل أنا أعطي صديقي المحتاج أكثر مايحتاج إليه؟

Elinde hiçbir şey yok. muhtaç olan seçici olamaz.
لقد قلتِ بنفسكِ أنكِ لم تحصلي علي شيء المحتاج ليس من حقه الإختيار

Zayıf ve muhtaç insanları avlayarak yaşayan bir suçlusun.
رجل أخرق يفترس الضعيف و المحتاج.

Ve sonra senin stüdyoyu değiştirmek için numara yaptığını duyarsam, kıçının kurtarılmaya ihtiyacı olan sen olursun.
وإذا عُلم أنك حاولت تغيير الأستوديو، سيكون جلدك المحتاج للإنقاذ

Yardıma ihtiyacı olan zavallı küçük çocuğu?
دور الفتى الصغير المسكين المحتاج للمساعدة؟

Yani şey gibi görünebilisin, süper zayıf ve muhtaç.
حتى تظهر لها، بشكل الضعِيف المحتاج.

Ortaya çıkan şey, muhtaç durumdaki bir yabancıya durup yardım eden kişilerin, o anda düşündükleri kadar acele içinde olup olmadıklarını belirlemek gerektiğiydi -- geç kaldıklarını mı düşünüyorlardı yoksa hakkında konuşacakları şeye mi dalmışlardı?
ما تبين أنه السبب في ما إذا كان أحدهم سيقف ويساعد الغريب المحتاج هو مدى تعجلهم -- هل كانوا يشعرون بأنهم متأخرين أو مستغرقين في التفكير في ما سيتحدثون عنه.

Seni muhtaç herif.
اللقيط المحتاج.

- Yardıma muhtaç komşum Steve.
(اوه, هذا جاري المحتاج (ستيف

Şansa ihtiyacı olan biri gibi görünmüyorsun ama yine de iyi şanslar.
لا تبدوين مثل النوع المحتاج للحظّ، لكن حظّ سعيد.

Ve senin, sağlıklı olanın kendin, benim ise özel bakıma ihtiyacı olan çocuk davranışlarından bıktım.
ولقد سئمت من تظاهرك بأنك الشخص السليم وأني أنا طفلك المحتاج

Öğrencilerin yarısına konu olarak Şefkatli İnsanın kıssası verildi. Yabancı birisine yardımı eden -- yolun kenarında yardıma ihtiyacı olan yabancıya yardım eden.
تم إعطاء نصف الطلاب، كموضوع للموعظة ، موعظة عن السامري الصالح: وهو الرجل الذي أوقف الغريب في -- ليساعد الغريب المحتاج على جانب الطريق.

Şu an benden daha çok ihtiyacı olan kim var ki?
من المحتاج أكثر مني الاَن؟