- Söyleyemem. Engizitörün dairesine ait işler hakkında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لا يسعني إخبارك، لا ينبغي أن أتحدث، عن أعمال مكتب المحتسب. |
Bu Hristiyanların zaten ayaklar altına alındığını Engizitörün dairesinde inançlarını inkar ettiklerini söylemeliyim. | Open Subtitles | ينبغي أن أخبرك، هؤلاء المسيحيين قد ارتدوا وأنكروا الإيمان. في مكتب المحتسب. |
Takatinin tükenerek köpek gibi dizlerinin üzerine gelip şu Inoue denilen Engizitörün ayaklarına kapanması mümkün mü sence? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه من المحتمل أن قواه قد خارت وأنه تذلل أمام المحتسب بأي شكل، وجثى على ركبتيه ككلب! ؟ |
Ve siz de saygıdeğer Engizitör Hristiyanlığı biliyor gibi değilsiniz. | Open Subtitles | وأنت، المحتسب المحترم، تبدو لا تعرف المسيحية. |
Bu doğru. Engizitör Inoue-sama'ya Tanrı aleyhinde konuştu. | Open Subtitles | صحيح، أنه جحد الرب أمام المحتسب |
Engizitör Inoue evlere baskın düzenler Hristiyanlıktan izler taşıyan gizlenmiş eşyaları arardı. | Open Subtitles | بطريقة ما، المحتسب يقوم بمداهمة المنازل، والبحث عن اي غرض... تحتوي على اي صور مسيحية مختبئة. |
Engizitörün senin için adamlarını yolladığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن المحتسب أرسل رجاله لك. |
Engizitörün adamları köye geldi. | Open Subtitles | رجال من أتباع المحتسب |
Seni Engizitörün makamından çağırıyorlar. | Open Subtitles | أنت مدعو إلى مكتب المحتسب. |
Tüm ailem, Engizitör Inoue inancımızdan vazgeçmemizi istedi. | Open Subtitles | كل عائلتي، المحتسب (إينوي)، اراد لنا أن ننكر الإيمان. |
Engizitör, Peder Garupe dinden dönerse dördünün özgür olacağına söz verdi. | Open Subtitles | أتعلم. أن المحتسب قد تعهد بأنه لو أرتد الأب (جاروبي) ... |
Engizitör Inoue ondan dinden döndüğünde dair yeminlerini tekrarlamasını talep ederdi. | Open Subtitles | المحتسب (إينوي) طالب منه بتكرار وعده بالإرتداد. |