Yarın mahkemeye çıkacak. Hem kefalet miktarı da belirlenmedi. | Open Subtitles | يجب عليها أن تمثل امام المحكمة غداً لم يتم تحديد مبلغ الكفالة بعد |
Bir şey bilmiyor. Yarın mahkemeye çıkacak. | Open Subtitles | انه لا يعلم، اذهب الى المحكمة غداً |
Bir şey bilmiyor. Yarın mahkemeye çıkacak. | Open Subtitles | انه لا يعلم، اذهب الى المحكمة غداً |
Yarın duruşmaya çıkıp anlaşmalarını ret mi etmek istiyorsun? | Open Subtitles | اتود الذهاب الي المحكمة غداً وتقول لهم تبا لكم سنفعل ذلك |
Hayır, onların istediği şey gitti, halledilmedi, ve şimdi bir grup harekete dönüştü, ve Yarın duruşmaya gidiyor. | Open Subtitles | لا، يريدون إنهاء الموضوع وليس تركه, والآن هي على وشك التحوّل إلى قضية, و ستذهب إلى المحكمة غداً. |
Yarın mahkemede sana tevazu ile ilgili birkaç şey öğretmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتطلع لرؤيتك في المحكمة غداً و تعليمك شيء أو أثنان عن التواضع |
Yarın mahkemeye gideceğim. Sen de gelir misin? | Open Subtitles | سأذهب إلى المحكمة غداً ، هل تأتين ؟ |
Yarın mahkemeye çıkıyor. | Open Subtitles | إنه ذاهب إلي المحكمة غداً |
Yarın duruşmaya gel. | Open Subtitles | كوني في المحكمة غداً |
Raffie, Yarın duruşmaya çıkıyor. | Open Subtitles | (رافي) سوف يظهر في المحكمة غداً. |
Eee, tamam, hiç bir şey Yarın mahkemede kendini rahat hissetmenden daha önemli değil. | Open Subtitles | الان لا شئ اهم من ان تشعري بالثقة في المحكمة غداً |
Yarın mahkemede yakınımda durmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلس بقربي في المحكمة غداً |