"المحيطة" - Translation from Arabic to Turkish

    • etrafındaki
        
    • çevresindeki
        
    • çevreleyen
        
    • çevre
        
    • çevredeki
        
    • saran
        
    • çevresinde
        
    • çevresi
        
    • etrafında
        
    • çevresel
        
    • etraftaki
        
    • Etrafı
        
    • çevrili
        
    • etrafını
        
    • çevresini
        
    Turla büyükelçiliklerin etrafındaki kontrollü yerleri gezerken iletişimin gücünü ve önemini tartıştık. TED زارت الجولات الموجهة المناطق المحظورة المحيطة بالسفارات، وناقشنا إمكانيات الاتصال والنقاط الرئيسية.
    Vücut hücreleri zarar gördüğünde, hasar çevresindeki dokular içine sıvı akmasını sağlayan bir madde yayarlar, bu da şişmeye yol açar. TED وعندما تتلف خلايا الجسم، فإنها تفرز مواد كيميائية تجعل السوائل تتسرب إلى الأنسجة المحيطة بها، مما يتسبب في التورّم.
    Efendim, Kuzey Garnizonu'nu çevreleyen orman, Örümcek Ağı Kalesi'ndeki silahlı askerler tarafından çevrili. Open Subtitles سيدي الغابات المحيطة بالحامية الشمالية مليئة بالجند المسلحين جميعهم من قلعة شباك العنكبوت
    Aslında, kumaş çocuk bezleri daha çevre dostudur ama kullanılmaları daha zor. Open Subtitles في الواقع، إنّ الحفّاظات القماشية أكثر ملائمة للبيئة المحيطة لكنّها صعبة الإستعمال
    Bir şeyler görebilmeniz için ayırdığım çevredeki molekül köpüğü yüzünden TED وهو يتأرجل و يهتز بسبب السوائل المليئة بالجزيئات المحيطة به
    etrafını saran sıvı baloncuğu patlatana kadar baskı uygular. TED تضغط السوائل المحيطة عليها حتى تنهار تماماً
    Işığın çoğunu engelliyor, böylece etrafındaki soluk koronayı görebiliyoruz. TED فيحجب أغلب أشعتها وعندها نستطيع رؤية الهالة المحيطة بها.
    Bakteri, burun, ağız veya boğazdan içeri girdikten sonra etrafındaki zarları aşarak kana karışır. TED فعندما تدخل الجراثيم إلى الأنف والفم والحلق، فإنها تعبر الأغشية المحيطة وتدخل المجرى الدموي.
    Buna karşılık, Anuradhapura şehrinin sulama sistemi, etrafındaki orman ile uyum içinde çalışmaya göre tasarlanmıştı. TED على العكس من ذلك، تم تصميم نظام الري في أنورادابورا ليعمل بتناسق مع الغابة المحيطة.
    Mekke'nin çevresindeki dağ ve tepelere giderek oralarda durdular. Open Subtitles لأن المكيين أحسوا بالإنكسار فقد تجمعوا وخرجو إلى الجبال والتلال المحيطة بمكة
    Güney Sahili sel altında... ve çevresindeki yüzlerce insan mahsur kaldı. Open Subtitles فيضان هائل في كافة أنحاء الشاطئ الجنوبي والمناطق المحيطة محصورة
    Cinayet silahı çevresindeki bitkilerden polenleri topladı. Open Subtitles جمع سلاح الجريمة اللقاح من زهور الفلورا المحيطة بالمكان
    Evimizi çevreleyen çitin kenarındaki portakal ağacından aldığım portakalı hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر أقططفتُ برتقالة برية من على حافة الغابة المحيطة بمنزلنا
    Karanlığa alışınca, zeminin ve onu çevreleyen duvarların detaylarını anlayabildim. TED بينما اعتدت أكثر على الظلام، كنت قادراً على الحصول على تفاصيل الأرضية و الجدران المحيطة.
    çevreleyen su ise donma noktasından birkaç derece yüksektir. TED بينما المياه المحيطة بها ليست سوى بضع درجات فوق الصفر.
    Fark ettik ki, bu ilk dönemde hasta en iyi ilişkileri gerçekleştiriyor kendi kötü deneyimleri, çevre ve gördüğü şiddet arasında. Open Subtitles وسوف نرى أثناء هذه المرحلة عملية ربط الحالة بين شعوره بالاحتضار والبيئة المحيطة والعنف الذى يراه
    Şu anda çevre sistemlerde yoğun bir arama yapıyorlar. Open Subtitles هم يجرون الآن بحثاً شاملاً فى الأنظمة المحيطة
    Bu binanın çevredeki manzaranın bir parçası olmasını ve ufukla birleşmesini istedik. TED لذا قررنا أن نجعل هذا المبنى ضمن المناظر الطبيعية المحيطة ودمجه بالأفق.
    Nasıl oluyor, etrafımızı saran bu virüs florasını ve tıbbi tedavisini nasıl araştırabiliriz? TED كيف نستطيع أن نبحث ونحقق في بيئة الفيروسات المحيطة بنا، ونساعد الطب؟
    Ancak nükleer patlamanın olduğu alan ve çevresinde yüz binlerce hayatı kurtarabilecek bilimsel olarak desteklenmiş bir plan var. TED لكن هناك خطة عمل مدعومة علمياً يمكن أن تُنقذ مئات الألوف من الأرواح في المنطقة المحيطة للإنفجار نووي.
    Özellikle de kütüphane yüksek ve çevresi de sularla kaplıysa. Open Subtitles خاصة إذا كانت المكتبة طويلة والمنطقة المحيطة بها غُمرت بالماء.
    Ne çadırın etrafında ne de parkın çevresindeki hiç bir yerde kan izi yoktu. Open Subtitles أعني، لم يكن هناك دم بالقرب من خيمة، لا يوجد في المناطق المحيطة في الحديقة.
    çevresel seslerin Kuzey Denizi'nde bu denli düşük olmasının sebeplerinden biri de budur. TED هذه هي أحد الأسباب التي تجعل مستويات الضوضاء المحيطة بالمنطقة القطبية الشمالية منخفضة للغاية.
    Bu yüzden de zirvesi, etraftaki savandan 30 derece daha soğuk. Open Subtitles مما يجعل قمته نحو 30 درجة برودة من السافانا المحيطة بها.
    Kesin bir iz yok. Daha çok... - Kapı mandalının Etrafı tamamen erimiş. Open Subtitles لا يوجد آثار قطع واضحة كما لو أن كل المساحة المحيطة بالمزلاج مذابة
    Peki, etrafını kontrol et burada başka ne var söyle bana. Open Subtitles حسناً، تفقدي الأماكن المحيطة أخبريني ماذا يوجد أيضاً هنا ، أسرعي
    Bu teknik aslında lazerin organik dokuyu göz dokusunun çevresini aşırı ısıtmadan buharlaştırmasına izin verir. TED ومن شأن هذا الأسلوب تبخير الأنسجة العضوية من دون رفع حرارة الأنسجة المحيطة بالعين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more