Bu akşam, Uyuşturucu karşıtı yasa tasarısı hakkında konuşacağız. | Open Subtitles | المضيّف الإذاعي: اللّيلة نحن نَتكلّمُ حول التشريعِ مكافحة المخدراتِ |
Uyuşturucu satıcılarımız tedarik için zaten oldukça zor zamanlar yaşıyorlar. | Open Subtitles | تجار المخدراتِ الخاصة بحينا، لديهم مشاكل مسبقة في التعامل مع الفتيات الحسناوات |
Polis benim işimle Uyuşturucu arasında bir bağ olduğundan şüphelenirse ne olur biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم مالذي بإمكانه أن يحدثُ إذا ما إشتبهتِ الشرطةُ بأن المخدراتِ لها علاقة بتجارتي ؟ |
Çalıştığı yerde, bir Uyuşturucu tüneli biliyordu. | Open Subtitles | إنَّهُ يعلمُ عن أنفاقٍ لتهريبِ المخدراتِ |
Narkotiğe terfi etti, ...ve Gutner adında bir Uyuşturucu satıcısını 2 kilo işlenmemiş kokainle beraber tutukladı. | Open Subtitles | هو رُقّى إلى المخدراتِ الرئيسيةِ، وهو إعتقلَ هذا التاجرِ سَمّى Gutner مَع 21/2 كيلوات الكوكائينِ الغير مقطوعِ. |
Uyuşturucu madde belirtileri gösteriyor. | Open Subtitles | شوّفتْ أعراضُ إنسحابِ المخدراتِ. |
Uyuşturucu-karşıtı, Uyuşturucu aleminde! | Open Subtitles | خطوط عَمَل الصليبي مكافحة المخدراتِ. |
Onun bu Uyuşturucu spreyleriyle ilgisi yok. | Open Subtitles | ليسَ له علاقة ببخاخاتِ المخدراتِ تلكَ |
Uyuşturucu tünellerinden geçmemişler tabii. | Open Subtitles | متجنبين جميع أنفاقِ المخدراتِ بالطبع |
O bölgedeki Uyuşturucu ticareti Taliban'ın baş gelir kaynaklarından biri. | Open Subtitles | فقد أصبحتْ تجارةُ المخدراتِ في تلكَـ المنطقة "مصدرُ دخلٍ ماليٍّ وفيرٍ لحركةِ "طالبان |