Bağıran çocuklarınla beraber sadık bir evhanımı ol! | Open Subtitles | كوني زوجة المنزل المخلصة محاطة بأطفالك الذين يصرخون حولكِ |
Birbirimize çok bağlıyız. Şunu anlamak zorundasınız, Bay Vole, sadık bir eşin ifadesi çok fazla ağırlık taşımaz. | Open Subtitles | أنت تعرف يا مستر فول أن شهادة الزوجة المخلصة لا تحمل ثقلا كبيرا |
Sana göre ben ateistim. Tanrı'ya göreyse sadık bir muhalif. | Open Subtitles | بالنسبة لك أنا ملحد، ولكن بالنسبة إلى الله أنا المعارضة المخلصة |
Gelecekteki mutlu günlerin için en içten dileklerimle sevgili kocan... | Open Subtitles | مع امنياتي المخلصة بسعادتك المستقبلية زوجك المحب، |
Saygılarımla, Joyce Brabner. | Open Subtitles | المخلصة.. جويس برابنر |
Yine de gidip elinden geleni yapmalısın. "Sevgilerimle, Caroline Bingley." Ne zarif bir el yazısı! | Open Subtitles | عليك الذهاب وبذل كل ما تستطيعين المخلصة كارولين بنجلى، ياله من خط أنيق |
sadık Cuma kızınızdan aşağı kalır yanım yok Bridey James, burada bugün Çarşamba sizin uyandırma servisiniz. | Open Subtitles | انا لست بشيء سوي فتاة يوم الجمعة المخلصة برايدي جيمس هنا مع نداء ايقاظك اليوم وهو الاربعاء 23 |
Onbeş yıllık sadık hizmet, ve bana söyleme şekilleri böyle mi? | Open Subtitles | خمس عشرة سنة من الخدمة المخلصة و بهذه الطريقة يخبرونني؟ |
Bu gereksiz çizgi filmin sattığı mallara göz yuman sadık hayranlarını üzdüler. | Open Subtitles | يا لها من طريقة لمعاملة الجماهير المخلصة التي تحملت الكثير من التافهات من هذا المسلسل |
Sayın Başkan, Koloni Filosunun Amirali ve Bayanlar, Baylar sizlere onurlu, sadık ve vefalı hizmetleriyle tanınan Binbaşı Lee Adama'yı takdim ediyorum. | Open Subtitles | بسجل الخدمة المخلصة والولاء , سيدتى الرئيسة . أدميرال أسطول المستعمرات |
Efendimiz İsa, ülkemiz, şişman kralımız sadık eşinin külünü dökmesi gibi yegâne bir sebeple Protestan olmasına rağmen, yanımızda olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي اليسوع مع أن دولتنا بروتستنينية ولأننا سمناء اجعلنا نهزم الملك وزوجته المخلصة نحن نعرف أنك بجانبنا |
Ama sadık hizmetin anlamı acı gerçekleri söylemektir. | Open Subtitles | ولكن الخدمة المخلصة تعني أخبار الحقائق المقيتة |
sadık arkadaşı olmanı anlıyorum ama bakıcıya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | حسنًا، لقد فهمت أنكِ رفيقتها المخلصة لكني لست بحاجة للحراسة |
Majestelerine sadık biri gibi davranıyor ama daha önce Cromwell'le yaptığı gibi düşmanla işbirliğine girdiğine eminim. | Open Subtitles | تدعي انها من الرعايا المخلصة لجلالته, لكنني مقتنع انها تتآمر مع أعدائه كما فعلت سابقا مع كرمويل |
Elbette benim sadık hemşirem ve yardımcım olmadan... - ...bu işi asla kabul edemezdim. | Open Subtitles | وطبعاً ما كنت سأفكر بقبول العمل هنا بدون مساعدتي الممرضة المخلصة |
Bunları söyleyerek bu sulu gözlü ama içten gelen mektubu bitiriyorum ve senden zarf içinde olanı kullanmayı ciddi şeklide düşünmeni rica ediyorum. | Open Subtitles | "لذا, مع ذلك.. أنهي هذه الرسالة السخيفة لكن المخلصة," "و أطلب منك بجدية أن تستخدمي المُرفق." |
"Saygılarımla, Janet Hartigan, Tıp Dr." | Open Subtitles | "المخلصة ، (جانيت هارتيجان) ، طبيبة" |
Sevgilerimle, Simone." | Open Subtitles | ولندع العمل يتحدث عن نفسة من المخلصة لكم سيمون |
fedakâr annesi, doğduğundan bu yana onu her yere taşıdı. | Open Subtitles | والدته المخلصة حملته حول كل مكان منذ ولادته |
...Seni gerçekten seviyorum." Sevgilerle Eli. | Open Subtitles | أنا معجبة بك كثيراً جداً المخلصة (إلي) |
bugün senin mektubunu bekliyorum. "sevgiler, Radha" | Open Subtitles | أنتظر ذلك اليوم المخلصة رادها |
Dikkatimi bir şey çekti tüm kalbimle dile getirdiğim iltifatlarım çok ses yaratıyormuş. | Open Subtitles | لقد خطر إلى بالي أنه كان موجود بعض الحزن بسبب صوت مجاملاتي المخلصة |