Böyle sadık bir çiftin karşılıklı ilgiden dolayı birbirlerine bağlandıklarını bilmek güzel. | Open Subtitles | سيكون لطيفاً أن تعتقد أن هذين الزوجين المخلصين ارتبطا سوية بعاطفة مشتركة. |
sadık okuyucularından bir kısmını amacımız uğruna bize ödünç verebilirsin. | Open Subtitles | ربّما قد تجعل بعض من قرّائك المخلصين أن ينضمّوا للقضية. |
Okuyucularımızdan gizleyecek sırlarımız yok Bay Bernstein. Bay Thatcher en sadık okuyucularımızdandır. | Open Subtitles | ليس لدينا أسرار من قرائنا ثاتشر واحد من قرائنا المخلصين |
"Sizi de terk etmeliyim, benim sadık adamlarım. " | Open Subtitles | ويجب أن أرحل عنكما أيضا أيها التابعين المخلصين |
Bu yüzden, benim inançlı ve sadık hemşerilerim... insanları, buna uygun bir partiye oy vermeye teşvik ederler... | Open Subtitles | لذا أيها المواطنين المخلصين الاعزاء أوصيكم بالتصويت لحزب الشعب |
Genel vali olarak Sudan'a giderse köle ticaretini kaldırır onun cüretkarlığıyla ve birkaç sadık teğmenle hiçbirşey olmaz, | Open Subtitles | حين ذهب الى السودان كحاكم و أجهض تجارة الرقيق و ليس معه شئ الا جرأته و بعض المساعدين المخلصين |
En sadık hayranlarının bile büyük bir şok yaşayacağından eminim. | Open Subtitles | أعتقد أن أشد معجبينك المخلصين سيصدمون بدرجة كافية |
Döndüğünde de, sadık tebaasını ödüllendirmek isteyecektir. | Open Subtitles | و عندما سيعود سيتمني مكافاه اتباعه المخلصين |
sadık Amerikalı kullarının, yuvalarını, kadınlarını ve çocuklarını savunma isteklerine, hayırsever Majestelerinin bir itirazı olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتصور أن جلالته بكل سماحته يعترض على أن يدافع رعاياه الأمريكيين المخلصين عن منازلهم وزوجاتهم وأطفالهم |
Yüce gönüllü Majestelerinin, Amerikalı sadık tebaalarının evlerini barklarını ve ailelerini korumalarına itirazı olacağını sanmam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتصور أن جلالته بكل سماحته يعترض على أن يدافع رعاياه الأمريكيين المخلصين عن منازلهم وزوجاتهم وأطفالهم |
Efendim, bize şefkâtli, davrandığınız için size hep sadık kalacağız. | Open Subtitles | سنكون المخلصين لك عندما تكون بعيدا لرد الجميل الذى أعطيتة لنا |
Birçok sadık dinleyicilerimizin bildiği gibi her yıl Noel ruhunu aydınlatmasını umduğum bir hikâye yazarım. | Open Subtitles | مرحباً لقد عدنا أغلب مستمعي المخلصين يعلمون في كل عام أشكل مقطوعة آمل لها تنوير موسم الكريسماس |
O gemilerde neredeyse tüm Apophis'e sadık savaşçılar ve yılan muhafızları öldü. | Open Subtitles | تقريبا بعض او كل الحراس المخلصين لابوفيس قتلوا فى السفينه |
Neden kayınvalidem böyle düşünürken, en sadık ve güvenilir iki danışmanımın tam tersini düşündüğünü bilmek isterim. | Open Subtitles | اود ان اعرف لماذا امى المخلصه تفكر فى شىء وناصحى المخلصين يفكرون بالشىء المعاكس |
Umarım sadık kullar pek pahalıya mal olmamıştır. | Open Subtitles | وبالنسبة للرعايا المخلصين أرجو ألا يكلفونى الكثير |
Ülkesine sadık arkadaşlar gerçekten zor bulunur. | Open Subtitles | الأصدقاء المخلصين نادرا ً ما تجدهم بالفعل |
Mille Collines, sadık müşterilerimiz için bir huzur vahasıdır. | Open Subtitles | ميل كولين تعتبر واحة الهدوء لكُلّ زبائننا المخلصين |
Dışarıda hala sadık okuyucularım olduğunu bilmek çok güzel. | Open Subtitles | انه لمن الجيد ان اعرف ان هناك بعض القراء المخلصين |
Başkana sadık birinin eline geçmemesi gerekiyor. | Open Subtitles | من الضروري ألا نتركه يقع في أيدي أي أحد من المخلصين للرئيس |
Dediğimiz gibi, Khonsu'nun gerçek sadıkları dikkatlice gizlenmiş. | Open Subtitles | كما قلنا، أتباع كونسوا المخلصين بحق متخفين جيداً |
Bu zenci sadıkların isimlerini kaydedeceğin defter. | Open Subtitles | هذا هو السجل الذي ستسجلي فيه أسماء الزنوج المخلصين |