Yapay zekâcılar der ki: "kutunun içindeki, programlanabilir bir bilgisayardır; "çünkü bir beyine eşdeğerdir ve ona veri girişi yaparsak, | TED | متخصصو الذكاء الإصطناعي قالوا: الشيء الذي في الصندوق هو كمبيوتر قابل للبرمجة لأن هذا مكافئ للدماغ, و سنعطيه بعض المدخلات |
Yani, bu durumlar geçmiş hikayelerle eşdeğer, ve kanser hastasında veri girişi de ortam, diet, tedavi, genetik mutasyonlar. | TED | و الحالات إذن هي طبقات التكافوء للتاريخ مريض السرطان و المدخلات هي البيئة و الحمية و العلاج و الطفرات الوراثية |
Önemli olan giriş sensörlerinin ne kadar karmaşık olduğudur. | Open Subtitles | المهمّ كيفيّة تطوّر أجهزة المدخلات المستشعرة |
Gynoid üretim hattı Hadaly son işlem alanına yasadışı giriş. | Open Subtitles | المدخلات غير القانوني في خط الإنتاج gynoid |
Gözlerin ve kulakların port, girdiler ve çıktılar mı yani? | Open Subtitles | عينيك وأذنيك منافذك الخاص بك، المدخلات والمخرجات؟ |
Ve o girişler her seferinde farklı olurdu. | Open Subtitles | مثل الذين يعيشون في العالم الحقيقي. سوف وهذه المدخلات يكون مختلفة في كل مرة. |
Sara Sampson için girişleri göster. | Open Subtitles | أطلعني على المدخلات الخاصة "بـ "سارة سامبسون |
Ve istenen çıktı, gelecek girdilerin tahmin edilmesidir. | TED | و توقع المدخلات المستقبلية هو المُخرَج المطلوب. |
ve büyük ölçekte ise, yayılmakta olan bir salgın hastalığı az miktarda veri toplayarak gözlemleyebilirsiniz. | TED | و تكون قادر بشكل كبير على مراقبة تفشي الوباء مع الحد الأدنى من المدخلات من الناس |
Yeni bir veri. Her şeyi, hakkındaki her şeyi istiyorum tamam mı? | Open Subtitles | بعض المدخلات الجديدة.كل شئ كل شئ عن هذا الرجل,مفهوم؟ |
Öncelikle, çok fazla veri topladık ve veri dizileri oluşturmak için istatistiksel analizler kullandık, bu da bizim modellemeler boyunca yapılan her yüklemede makul seçenekleri tercih edebilmemizi sağladı. | TED | حسنًا، كبداية جمعنا الكثير من البيانات، واستخدمنا التحليل الإحصائي لإنشاء نسق تتيح لنا خيارات معقولة لكل المدخلات المستخدمة في النماذج. |
Oldukları yere nasıl geldikleri, veri girişini şekillendirmede önemli olabilir, fakat bir kere nerede olduklarını bildiğimiz vakit artık bulundukları yerden gelecekte nereye gidecekleriyle ilgiliyiz. | TED | كيفية وصولهم إلي حيث مكانهم ربما هي أهم في تشكيل المدخلات المعلوماتية , لكن بمجرد معرفة أين يقفون فنحن نقلق من كيفية توجه تفكيرهم في المستقبل . |
Yoshida tüm giriş kayıtlarını inceledi ve yedeklerle karşılaştırdı. | Open Subtitles | يوشيدا - قامت بفحص جميع المدخلات و قامت بمطابقتها مع النسخة الإحتياطية |
Kumandayı TV moduna getirip "giriş" düğmesine HDMI 1 yazana kadar basacağım ve... | Open Subtitles | نضع جهاز التحكم على وضع التلفاز و بعدها، على المدخلات السابقة حتّى نحصلَ على إشارة بالقناة 1... |
Sana yeni bir beden yapmak için. Kompakt, kıvrak ve tüm giriş sensörleriyle. | Open Subtitles | مدمج رشيق مع كل المدخلات الحسيه |
Elbette ki millî park bu sistemin güney ucu, ama onu benzersiz yapan şeylerin hepsi bütün bu girdiler, 100 mil (161 km) kuzeyde başlayan tatlı su. | TED | بالتاكيد، المنتزه الوطني هو الحد الجنوبي لهذا النظام، لكن كل الأشياء التي تجعل هذا النظام فريد من نوعه هي المدخلات المائية التي تغذي المياه العذبة التي تبدأ من على مسافة 100 ميل شمالا. |
Az önce gördüğüm girdiler, Hector tarafından işlenmiş. Onun el yazısı. | Open Subtitles | هذه المدخلات من " هيكتور " إنه خط يده |
Bütün girişler aktif, sunucular sıralı fakat format atılamıyor. | Open Subtitles | كل المدخلات نشطة، والـ"سيرفرات" مضبوطة لكن إعادة ضبط النظام لا يبدأ |
Ve o girişler her seferinde farklı olurdu. | Open Subtitles | وهذه المدخلات ستكون مختلفة كل مرة |
- Alacaklar altındaki girişleri görüyor musunuz? - Şunlar mı? | Open Subtitles | أترى هذه المدخلات تحت المستحقات هُنا؟ |
Pano da farklı girişleri okumaya programlandı. | Open Subtitles | اللوحة مبرمجة لقراءة مختلف المدخلات. |
Yani bu demektir ki girdi ve çıktı aynı yerde, böyle şeyleri sağlıyor. | TED | وذلك يعني أن المدخلات والمخرجات هما في نفس الحيز المكاني مما أمكن أشياء مثل هذا. |