Bu derinden gömülü okyanus plakada kaplıcadaki suyun bir kısmı aslında köpürüyor. | TED | بعضًا من المياه التي في هذه الينابيع الساخنة تُصدر فقاقيع تأتي من العمق حيث اللوح المحيطي المدفون. |
Kelimenin tam anlamıyla tonlarca karbondioksit keşfettik bu derin gömülü okyanus tabanından çıkıyorlardı. | TED | لقد اكتشفنا، حرفيًا، أطنانًا من ثاني أكسيد الكربون تخرج من هذا اللوح المحيطي المدفون عميقًا. |
Orada gömülü olan kişi şimdiye kadar burada zatürreden ölmüş tek kişidir! Sakin ol, tamam mı? | Open Subtitles | الرجل المدفون هناك هو الرجل الوحيد الذي مات بذات الرئة في هذه المدينة الملعونة |
Bu gömülü yumurta bize bu sırrı açıklayacak. | Open Subtitles | هذا الجسم الغريب المدفون سيكشف لنا ماهيتها |
Arka bahçesine gömülen öğretmen hakkında duydunuz mu? | Open Subtitles | هل قرأت عن المعلم المدفون في الفناء الخلفي من مقصورة له؟ |
gömülü hazinenin sarkıtlı mağarada olduğunu söylemişti değil mi? | Open Subtitles | هو قال بأن الكنز المدفون في هذا الكهف أليس كذلك؟ |
Peki ya Hank'in şarkıdaki gömülü hazine gibi gömülmesine ne demeli? | Open Subtitles | ماذا لو أن هانك دفن في الرمل مثل الكنز المدفون في الأغنية؟ |
Peki ya Hank'in şarkıdaki gömülü hazine gibi gömülmesine ne demeli? | Open Subtitles | ماذا لو أن هانك دفن في الرمل مثل الكنز المدفون في الأغنية؟ |
Eminim, yüzücümüzün aklındaki gömülü hazine bu değildi. | Open Subtitles | أنا واثق أنه ليس الكنز المدفون الذي كان يفكر به السباحون |
Çamura gömülü bir tahta parçası, bom! Epey zor durum, değil mi? | Open Subtitles | انكسر اللوح المدفون ألم تكن تلك تجربة ممتعة؟ |
Babam annemle beraber 4 odalı bir evde yaşıyor... kardeşimin gömülü olduğu mezarlığa 4 blok uzaklıkta. | Open Subtitles | ابي يعيش بشقه ذات اربع غرف مع امي علي بعد اربع شوارعا من المقبره المدفون بها اخي |
Orada gömülü olan kişi şimdiye kadar burada zatürreden ölmüş tek kişidir! | Open Subtitles | الرجل المدفون هناك هو الرجل الوحيد الذي مات بذات الرئة في هذه المدينة الملعونة |
Ama sen kaçabilirsin ve benim gömülü hazineme ulaşmak için bu haritayı kullanabilirsin. | Open Subtitles | ولكن يمكنّك أنت الهرب، واستخدام هذه الخريطة لاسترداد كنزي المدفون |
İnsanların gömülü bir hazinesi olduğunu sansınlar istiyor. | Open Subtitles | حسنًا، إنهُ يود أن يعتقد الناس بعثوره على شيء ككنزه المدفون |
Hognoz yılanları, bu değerli ziyafetin gömülü olduğu yeri bulmak için iguanayı gizlice takip etmeleri gerektiğini öğrenmişler. | Open Subtitles | أفعى أنف الخنزير تعلّمت أن تستمر بمراقبة أماكن أعشاش الإغوانا وملاحظة المكان الدقيق حيث يتواجد البيض المدفون |
Ortadan kaybolmaları gömülü kokainle bağlantılı ve onun sana ait olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | إذًا، إختفائهم مَرتبط ،ببعض الكوكايين المدفون الذي أعتقد أنّه يَعود إليك |
O futbolcuya ağacın altında gömülü olan şeyden mi bahsedeyim? | Open Subtitles | اذن علي فقط ان اخبر لاعب الكرة بخصوص ذلك الشيء المدفون تحت الشجرة؟ |
Kudüs'ün altında gömülü olan Tapınak hazineleri ile alakalıydı. | Open Subtitles | كان يتحدثُ عن كنوز الهيكل المدفون تحت القدس |
Bu aramayı gömülü hazineyi öğrenmeden önce yapıyor ve bundan sonra da kendini tehlikeye atmış oluyor. | Open Subtitles | يقوم بالإتصال قبيل أن يعلم بخصوص الكنز المدفون وفي هذه الحالة.. |
Kömür madenine gömülen adama sor. | Open Subtitles | اسألٍ الرجل المدفون في منجم الفحم |
Grant'in mezarına gömülen kimmiş? | Open Subtitles | من هذا المدفون فى مقبرة (جرانت)؟ |