| Böldüğüm için özür dilerim, ama iyi haberleri kutlamak gerekir ve ben yalnız içmeyi sevmiyorum. | Open Subtitles | أسف لمقاطعة صلاوتكم ولكن الاخبار السارة تتطلب من المرء أن يشرب |
| Genç bir adam, bir silahı tutmanın nasıl olduğunu bilmesi gerekir. | Open Subtitles | درس الرماية حسنا, يجب على المرء أن يعرف كيف يمسك المسدس ويستخدمه بكل حذر |
| Ama birisinin bütün olasılıklara hazırlıklı olması gerekir. | Open Subtitles | و لكن يجب على المرء أن يعد نفسه لجميع الاحتمالات |
| İnsan onu korumak için bedeli ne olursa olsun ödemeye hazır olmalı. | Open Subtitles | على المرء أن يدفع أي ثمن لحمايتها. ألا توافقني؟ أجل، أوافقك كلياً. |
| İnsan dostlarını nasıl dikkatli seçiyorsa, kelimelerini de öyle seçmeli. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يختار كلامه بحرص مثلما يختار أصدقاءه |
| İnsan arada arkadaşlarını da düşünmeli. | Open Subtitles | على المرء أن يُفكّر بأصدقاءه بين الفينة والأخرى. |
| Beni etkilemek için erkek iyi dansçı olmalı. | Open Subtitles | لإبهاري على المرء أن يكون راقصاً بارعاً. |
| O zaman çok fazla risk almamak gerekir, değil mi? | Open Subtitles | لا يجب على المرء أن يخاطر كثيراً اذاً ، أليس كذلك؟ |
| Bu dünyada işlerin nasıl yürdüğünü anlamak için tecrübe gerekir. | Open Subtitles | على المرء أن يتعامل مع بعض الكلاب كي يتعلم كيف يهز العالم ذيله |
| Birine patik örülmesi için hasta olması mı gerekir? | Open Subtitles | إذن, يجب على المرء أن يكون مريضاً حتى يحصل على تلك الأحذية؟ |
| ## Bazılarının risk alması gerekir. ## ## Öyleyse hayat bir oyundur. ## | Open Subtitles | على المرء أن يتحمل المخاطر فهذه هيّ لُعبة الحيـّاة |
| Konuşmak istemediğini anlatmak için bir insanın kaç telefonunu yok sayman gerekir ki? | Open Subtitles | كم من المكالمات يجب على المرء أن يتجاهل حتى تدرك أنهم لا يريدون التحدث معك؟ |
| İşte burada. Bazen aradığını bulmak için daha derin kazmak gerekir. | Open Subtitles | ها هي , أحيانا على المرء أن يحفر بعمق حتى يعثر على ما يبحث عنه |
| Korkmamak için aptal olmak gerekir. | Open Subtitles | لاختار المرء أن يكون غبيًا على أن يكون مذعورًا |
| Öyle, insan ancak elindekini verebilir, ben de sana bunu veriyorum. | Open Subtitles | ، بالفعل ، لكن بإمكان المرء أن يمنح ما لديه . و قد منحتك ذلك |
| Yani bir insan konuşabilmek için, yaşamının konuşma olmayan bölümünden geçiş yapmalıdır. | Open Subtitles | ،لذا فللعيش بالكلام يجب على المرء أن يتخطى موت الحياة التي كان فيها لا يتكلم |
| İnsan fikirlerini korur, topraklarını değil. | Open Subtitles | على المرء أن يدافع عن الأفكار , لا المناطق. |
| İnsan, inandığı şey için savaşmalı. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يحارب من أجل ما يؤمن به |
| İnsan onu alabilmek için savaşmalı. | Open Subtitles | المرء يحتاج للمال وعلى المرء أن يحارب العالم للحصول عليه. |
| Ama insan biraz kafa yormalı değil mi? | Open Subtitles | و لكن يجب على المرء أن يسمح لنفسه بالتفكير |
| Mermiler ve bombalarla geçen üç yıldan sonra bir erkek, öğrettikleri o zırvalıkları kabul edemez. | Open Subtitles | لا يستطيع المرء أن يأخذ كل ذلك الهرّاء الذييعلمونكإيّـاهعلى محملالجد ... بعد ثلاث سنوات من القذائف والقنـابل |
| Kuruyup gideceksin, erkek adam içmeli. | Open Subtitles | ستتحول إلى تراب. على المرء أن يشرب |