"المرأةِ" - Translation from Arabic to Turkish

• kadın
• kadını
• kadının

Sayfalara gömülü kötü kadın olmasam,
فإذا لم أكن مثل تلك المرأةِ السيئةِ على الورق

Bu kadın onun için herşey.
وترى أن هذه المرأةِ تَعْني كُلّ شيءَ بالنسبةلهذاالرجل.

Gece çabucak geçti, fakat sen hala kadın hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
الليلة مرت بسرعة لَكنَّك ما زِلتَ لا تَعْرفُ شيءَ عن المرأةِ

- Bu kadını benden uzak tut dediğimi sanıyordum.
إعتقدتُ بأنّي أخبرتُك أن تبقى تلك المرأةِ بعيدهً عني

Bu kadını uluslararası bir holdingin başkanı yapın.
نعم! إجعلْ هذه المرأةِ المدير التنفيذي لشركة دوليَّة

Yani, Ruthie denen kadının ne dediğini duydun.
أَعْني، لقد سَمعتَم ما قالته تلك المرأةِ روذي.

Vakitlerini harcadıkları şeyler yerine, ...bilemiyorum, kadın form dergisine bakarken sıçmak gibi mesela.
لأَخْذ المبادرةِ بدلاً مِنْ قَضاء وقتِهم، أنا لا أَعْرفُ، يُشوّهُ بشكل خاص مجلات لياقة المرأةِ.

Yani, tarihsel olarak, zehir bir kadın olmuştur silahını seç, haksız mıyım?
إذاً إستناداً إلى التاريخ فإنَّ "السُمَ" يُعتبرُ سلاحَ المرأةِ المُفضل, أأنا محق؟

Sen benim sevdiğim kadın hakkında nasıl konuşuyorsun?
أنت تتكلم على المرأةِ التي أَحبُّها

Sağır adam, kadın hakkında pek emin değil.
الرجل الأصمّ لَيسَ متأكّدَ من المرأةِ.

- Bu kadın sonsuza kadar yaşamamı istiyor.
هذه المرأةِ تريدني أن أعيش للأبد

Eğer bir kadın ile kızlar gelirse onları izle.
لو ظهرت المرأةِ والفتاةُ ، إتبعهم.

-O ve şu kadın
هو، وهذه المرأةِ ، بنت فقيرة

Oradaki kadın.
تلك المرأةِ هناك.

Yani, bu kadın...
أَعْني، تلك المرأةِ كَانتْ

- Ya ikinci kadın?
ماذا عن المرأةِ الأخرى؟

Bu kadını tanıyorum!
أَعْرفُ تلك المرأةِ

O kadını tanıyorum!
أَعْرفُ تلك المرأةِ

Şey, ben de kadının kafatasının açılmasının gerekli olmadığını bilecek kadar aşinayım.
وأنا ملمَةٌ كفايةَ لأعرف أنّ نزعَ جمجمةِ هذه المرأةِ ليس ضرورياً

kadının bütün vücudu buna dayanır.
جسد المرأةِ يعتمد كلياً على هذا