"المرأة الوحيدة التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek kadın
        
    • tek kadını
        
    • tek kadınsın
        
    • tek kadındı
        
    • tek kadının
        
    Amelia Earhart, Atlantik'i uçarak geçen tek kadın ayağını yerde tutamıyor. Open Subtitles أميليا أيرهارت. المرأة الوحيدة التي عبرت المحيط.. ولامست بقدميها على الأرض..
    Erkeklerin aklını başından alan tek kadın Queen Bee değil. Open Subtitles الملكة النحلة ليست المرأة الوحيدة التي يمكنها التلاعب بعقل الرجل
    Endişelenmemem gereken tek kadın. Tucker bana iki bilet verdi. Open Subtitles إنها المرأة الوحيدة التي لم أكن أخشى منها
    Hiç arkadaşın yok, ayrıca ailenle de görüşmüyorsun ve bu dünya da senin için önemli olan tek kadını da kaybettin. Open Subtitles انت عديم الاصدقاء, تكلم عائلتك بالكاد وفقدت للتو المرأة الوحيدة التي تعني لك شئياً في الحياة
    Sen kendini soğuk, bencil ve büyük görmekten hoşlanan tanıdığım tek kadınsın. Open Subtitles أنتِ المرأة الوحيدة التي أعرفها التي تحب إعتبار نفسها باردة وأنانية ومتعجرفة
    Hayatım boyunca yalan söylemediğim tek kadındı. Open Subtitles كانت المرأة الوحيدة التي لم أكذب عليها قط
    Onu çözebilen tek kadının o olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد ذكر بأنها المرأة الوحيدة التي بإمكانها فهمه
    Benim için tek kadın olduğuna, seni Twelve Oaks'da ilk gördüğüm gün karar verdim. Open Subtitles لقد حزمت أمري يا سكارليت، بأنكِ المرأة الوحيدة التي تناسبني منذ أول يوم رأيتك فيه
    Salak. Bu yaşta ihtiyacın olan tek kadın annendir. Open Subtitles مغفّل، في عمرك، المرأة الوحيدة التي تحتاجها هي أمّك.
    Talihim böyleymiş. Bana bir şey ifade eden tek kadın orospunun teki. Open Subtitles هذا حظي فقط، المرأة الوحيدة التي أحببتها كانت عاهرة
    Etrafım, evin kalbi olan ve hayatta gördüğüm, ayakta işeyen ve aynı zamanda Tanrıyla konuşan tek kadın olan büyükannem tarafından yönetilen bir oda dolusu mutsuz kadınla sarılmıştı. Open Subtitles اللاتي ترأسهُنّا جدتي, قلبُ المنزل, المرأة الوحيدة التي سبق وأن رأيتُها تتبول واقفةً
    Kusmadan düşünebildiğim... tek kadın kendi annem. Open Subtitles المرأة الوحيدة التي أفكر بها بدون أن أتقيأ على أمي
    Evden getirdiğimiz tek kadın benim yardım ettiğimdi. Open Subtitles كانت المرأة الوحيدة التي أحضرناها من المنزل لقد ساعدته في ذلك
    Anneme züppelik edebilecek tek kadın oydu. Open Subtitles كانت المرأة الوحيدة التي تستطيع إخضاع أمي
    Sürekli senin daha önce hamile olan tek kadın olduğunu unutuyorum. Open Subtitles آسف ، لا أنفك أنسى .. أنتِ المرأة الوحيدة .. التي حملت من قبل
    Tanıdığım çocuğunu kaybeden tek kadın sensin. Open Subtitles لأنكِ المرأة الوحيدة التي أعرفها والتي فقدت طفلاً
    Buraya bak. "Mermi yakalama" numarasını yapan tek kadın. Open Subtitles انها المرأة الوحيدة التي قامت بخدعة امساك الرصاصة
    Yani onu öldürürsen, sevdiğim tek kadını öldürmüş olacaksın. Open Subtitles هذا يعني أنّك إن قتلتها، فستقتل المرأة الوحيدة التي أحببتها.
    Şu hayatta sevdiğim tek kadını elimden almandı. Open Subtitles كل هذا بسبب سرقة المرأة الوحيدة التي أحببتها
    Prenses, kilise mihrabında terk edecek kadar önem verdiğim tek kadınsın hayatımdaki. Open Subtitles ايتها الأميرة ، انتي المرأة الوحيدة التي أهتم بشأنها ، لكي أتخلى عنها اثناء الزفاف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more