Dedim ki Müdür bir şeyler olduğunu biliyor. İptal ediyoruz. | Open Subtitles | قلت، أن المراقب يعرف شيءاً ألغِ عملية الهروب |
Müdür yardımcısı bunun bloktan erken erken çıkarılmasını istiyor. | Open Subtitles | المراقب المساعد يريد هذا الشخص خارج البنايه مبكراً |
Bu gece yalnız uçuyorum. Gözcü adamım bugün rehabilitasyonda. Zor aslında. | Open Subtitles | أعمل بمفردي الليلة المراقب الذي يصحبني ذهب إلى مركز لإعادة التأهيل |
Benim Gözcü adamım olmak ister misin? | Open Subtitles | ألديك أية رغبة في أن تصبحي المراقب الخاص بي؟ |
Yani bir ışık ışını da aşağıya inebilir, bükülerek gözlemciye ulaşabilir ve Gözlemci de ışığı burada görür. | TED | إذا شعاع اخر من الضوء قد يتجه إلى الأسفل ، وسينحني حتى يصل إلى عين المراقب ، وسيرى المراقب شعاعا من الضوء هنا. |
Hapishane müdürü bir şeyler biliyor. İptal etsek iyi olur. | Open Subtitles | يعرف المراقب شيءاً من الأفضل أن نلغي الهروب |
Nasıl ki Büyük Müfettiş adamlarını burada topluyorsa... ben de senin burada olabileceğini düşündüm... | Open Subtitles | سمعت أن رجال المراقب هنا وإفترضت أنك ستكون هنا أيضاً |
Müdür senin canına okumak isterse, o ikisini kullanır. | Open Subtitles | اعني اذا اراد المراقب ان يعطيك الصندوق سيستخدمهم |
- Müdür dahil tüm personel ölü. | Open Subtitles | انهم العاملون يتضمنهم المراقب كلهم ماتوا |
Onlar ortaya çıkarsa Müdür birisinin kafasını ister artık. | Open Subtitles | و إذا هم ظهروا , المراقب . سوف يرغب بأن يطيح برأس أحدهم |
Müdür dedi, Buddy, açık görüşlü ol | Open Subtitles | المراقب قال يا رفيق الا تذهب للساحه |
Sonraki sabah Gözcü bağırır "10 korsan gemisi! | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي صرخات المراقب عشرة سفن للقراصنة |
Peki ya başımdaki ödül? Gözcü bilseydi vakit kaybetmeden beni Kırmızı Urbalılar'a teslim ederdi. | Open Subtitles | لو علم المراقب بالامر سيهرع للجيش الانكليزي بلمح البصر |
Ne Gözcü ne de Kırmızı Urbalılar için hiçbir değeri yoktu. | Open Subtitles | لايستحقه المراقب ولا حتى الجيش الانكليزي |
Amerikalı Gözlemci hakkında da yalan söyledin. Aslında gelmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لقد كذبت بالفعل بشأن المراقب الأمريكي هو لن يأتِ. |
Gardiyanmış. Hapishane müdürü sırlarını öğrenene kadar. | Open Subtitles | لقد كان حارس السجن حتى إكتشف المراقب سرهما |
Eminim bu işin gerektirdiği hassasiyetin farkındasınızdır Sayın Müfettiş. | Open Subtitles | أنا متأكد إنك متفهم إحساس العمل , أيها المراقب |
Bana bazı cevaplar verdikten sonra, bunu Müdürle görüşüp neler yapabileceğime bir bakarım. | Open Subtitles | سأتكلم إلى المراقب لأرى ما يمكنني فعله بعد أن تجيبني عن بعض الأسئلة |
Avcı için iki puan. Gözetmen hala puan alamadı. | Open Subtitles | نقطتان للمُبيدة بينما المراقب لم يحرز أيّ شئ |
Heisenberg'e göre herhangi bir Gözlem metodu gözleneni etkiler. | Open Subtitles | هايزنبرج دَون أنه .. امم ، أن تصرف المراقبة سيؤثر في المراقب نفسه |
Toplum hizmetimizi yapıyorduk ve gözetim memurumuz çıldırdı. | Open Subtitles | كنا نقوم بخدمتنا الاجتماعيه و المراقب فقد اعصابه |
Eskiden New York Times'da "Observer" bölümünü yazan Russell Baker'in yazdığı bir makaleydi. | TED | المقال كتبه راسل باكر, الذي اعتاد كتابة عمود صحفي "المراقب" في النيويورك تايمس. |
Bekçi uygun bir çift bulur...t ...ve biz de gıda katkısı kullanarak kimyasal hamilelik için ikna ederiz. | Open Subtitles | المراقب يَجِدُ الزوج المناسب وإستعمال إضافاتِ الأطعمةِ, نسبب الحملَ الكيميائيَ |
Kâhya, kereste fabrikasının oraya gitmişti ve biraz sonra dönecekti. | Open Subtitles | المراقب كان قد ذهب للمشنرة و لكنه سيعود بأي لحظة |
Gözlemci, ilerliyoruz. Toparlanın. - 90 saniyede tahliye. | Open Subtitles | أيها المراقب نحن في طريقنا سوف نعود خلال 90 ثانية |
Bacağındakinin bağlantısı kesilecek ve bu Monitör bağlanarak burada kalacak. | Open Subtitles | الشيء الذي على قدمكِ ينبغي أن يكون غير متصل وهذا سيكون المراقب النشط وسيبقى هنا |
Denetçi sana ne söylediğimiz hakkında birşey sordu mu? | Open Subtitles | هل سأل المراقب عما قلناه نحن لك؟ |