Güney Avrupa Gözlemevi'nin VLT'ni, yani Çok Geniş Teleskop'unu, oluşturuyor. | Open Subtitles | تشكل جنوب أوروبا المرصد تلسكوب كبير جدا أو إل تي |
Bir güneş Gözlemevi bu olağan üstü görüntüleri elde etti. | Open Subtitles | قام المرصد الشمسي بتسجيل هذه الصور المذهلة |
Her şeyi bir yana bıraktık, gece gündüz demeden gözlem direktörlerine göndermek için teklif edilen en iyi sözcükleri tasarlamaya çalışıyorduk. | TED | لقد تخلينا عن كل شيء، وعملنا على مدار الساعة، محاولين صياغة مقترحاتنا بإتقان لإرسالها لمديري المرصد الفلكي. |
Birkaç ay önce bana ortadan kaybolma ihtiyacı duyduğunda gözlem evine gittiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد أخبرتينى منذ شهران أنكى حينما تريدين الاختفاء تذهبين الى المرصد |
Gözlemevinde yerleri silerek başladım. | Open Subtitles | أخذت عمل أضافي في المرصد انظف الطوابق في الليل |
Sayın Şansölye, görüntüleyicinizi yörünge gözlemevine ayarlayın. | Open Subtitles | سعادتك , رجاء ألقى نظره على المرصد المداري |
Gözlemevinin yakınında. | Open Subtitles | قرب المرصد. |
Arabanın yanına hiç gelmedi, demek ki onu ya burada ya da ya da Rasathanenin orada bir yerde yakaladı. | Open Subtitles | لم تعد للسيارة أبدا مما يعني أنه أمسك بها في مكان ما بين المرصد و هنا |
Yardım etmeyi isterdim ama bu gözlemevinden çıkarsam yerime hemen başka bir astronom gelir. | Open Subtitles | أريد أن أساعدك فعلا ولكن إذا خرجت من هذا المرصد سيقفز فلكي آخر مكاني |
Kasaba merkezindeki saldırı Radyo Astronomi Gözlemevi'nin yakınlarında olmuştu. | Open Subtitles | هجوم وسط البلدة حدث بالقرب من المرصد الفلكي اللاسلكي. |
Gözlemevi, Joseph Shklovsky isimli Rus bir kozmolog tarafından yazılmış ve daha sonra biraz daha iyi tanınan Carl Sagan ismiyle, Cornell gökbilimci tarafından çevirisi yapılmış ve düzenlenmiş yeni bir kitap edinmişti. | TED | كان المرصد قد حاز على كتاب جديد كتبه عالم كونيات روسي اسمه جوزيف شلافسكي ، ثم انتشر الكتاب و ترجم و تم تعديله بواسطة شخص غير معروف نسبيا جنرال في علم الفلك اسمه كارل سيغان |
Uzun yıllar geliştirip, inşa edip, hayal ettikten ve akıl almaz miktarda çalıştıktan sonra LIGO: Lazer İnterferometre Yer Çekimi Dalgası Gözlemevi olarak adlandırdıkları | TED | لذلك بعد عقود من التطور البناء و التخيل و كمية لإلتقاط النفس من العمل الجاد بنوا كاشفهم، يدعى LIGO الليزر المرصد لتداخل موجات الجاذبية |
Greenwich'teki Kraliyet Gözlemevi'nde buna ne derler bilir misiniz ? | Open Subtitles | هل تعرفون ماذا سيسّمون هذا في المرصد الملكي في (غرينتش)؟ |
Point Reyes Kuş Gözlemevi biyologu Peter Pyle bu barınağı yönetiyor. | Open Subtitles | "بيتر بايل", أخصائي أحياء يعمل لصالح نقطة مرصد الطيور يدير هذا المرصد |
Bilge Yadoa'nın astronomi Gözlemevi. | Open Subtitles | هضا هو المرصد الفلكي للحكيم يادوا |
Bu garip gözlem kulesinden aramızdan birisinin, | Open Subtitles | فهل من راصد في ذلك المرصد العجيب |
gözlem evinde bu ayak izini bulduk. | Open Subtitles | ووجدنا أيضا هذا الأثر فى المرصد |
Ama biz o anki heyecanla gözlem evine gittik. | Open Subtitles | لكننا ذهبنا إلى المرصد الفلكي بلا هدف |
gözlem eviymiş şef. | Open Subtitles | -إنه المرصد الفلكي الرئيسي -والحقيقه الممتعة عن الممر |
Gözlemevinde, düşünüyor. | Open Subtitles | هو الآن في حالة تأمل عميقة في المرصد |
"gözlemevine" sızıp sana o seri numarayı ulaştırmasının imkanı yok. | Open Subtitles | مستحيلٌ أن يذهب هكذا إلى المرصد البحري و يحضر لك الرقم التسلسلي. |
Gözlemevinin yakınında. | Open Subtitles | قرب المرصد. |
Rasathanenin orada birkaç dadı ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت لمجموعة مربيات عند المرصد |
FBI bir gözlemevinden mors kodu göndermeye çalışıyor. | Open Subtitles | والمباحث الفيدراليّة تُحاول إرسال إشارة شفرة مورس من المرصد الفلكي. |
gözlem kulesinde yılddızlara bakarken bıçaklarla dövüştükleri sahne. | Open Subtitles | عندما يكونون في "المرصد" وينظرون إلى "النجوم"... -وبعد ذلك يُحاربون بالسكاكين -و أنت؟ |
Çanak hizalanamadı, çanak hizalanamadı. | Open Subtitles | لم يتم توصيل المرصد لم يتم توصيل المرصد |