| Ve siz hangisinin birinci olduğunu söylememi bekliyorsunuz. | TED | ويبدو أنكم تنتظرون مني أن أعلن من حل في المركز الأول. |
| Ancak birinci oluşunun sebebi tam da o hafta piyasaya çıkmış olması. | TED | لكن السبب وراء أنه في المركز الأول هو أنه صدر خلال ذلك الأسبوع. |
| Yarışmacılarımızdan biri ya da her ikisi birincilik kupasını alabilir. | Open Subtitles | واحد أو كلا من متهجينا سيذهب مع كأس المركز الأول. |
| İşte okul orada! birincilik, ben geliyorum. | Open Subtitles | تلك هي المدرسة أنا قادمة أيها المركز الأول |
| Bunu sevdim. Bu ülke bu sayede hala Bir numara. | Open Subtitles | هذا هو السبب خلف بقاء هذه الدولة في المركز الأول |
| Kaseti izleyip hatalarını analiz edeceğiz ve seneye birinciliği alacağız. | Open Subtitles | سوف نشاهد الشريط و نحلل أخطائك و ستكونين جاهزه لأخذ المركز الأول العام القادم |
| ¤ Sizi bir numaralı video ile sallamak üzereyiz, işte karşınızda. ¤ | Open Subtitles | راح نقدّم لكم الفيديو صاحب المركز الأول, وهذا هو. |
| O zaman sınıf birincisi olmakta zorlanmayacaksın. | Open Subtitles | . أعتقد إنكِ لن تواجهي أي مشاكل بأن تصبحي المركز الأول علي الصف |
| Kazanırsak ilk sıraya çıkacağız. | Open Subtitles | لو فزنا فسنكون فى المركز الأول |
| - İlk sandalye. - Seni duyamıyorum. | Open Subtitles | ـ المركز الأول ـ أجل، لا يمكنني سماعك |
| "Titanik, sadece ebat bakımından değil aynı zamanda lüks donanımı sebebiyle de büyük vapurlar arasında dünyada birinci sırada." | Open Subtitles | ليس بسبب ضخامتها فحسب بل بفخامتها أيضا و هي تحتل المركز الأول في قائمة أضخم السفن البخارية |
| Dede matematik sınavında birinci oldum. | Open Subtitles | بيبير، لقد حصلت على المركز الأول في إختبار الجبر. |
| İsveçli ekip çekilişte birinci sırada yer aldı. | Open Subtitles | حسناً, الفريق السويسري محظوظ كثيراً ليكون في المركز الأول من المسابقة |
| Belki de kendi kendime, sizi birinci sırada görmek istediğimi ve siz bunu başarırken yanınızda olmamı söylemişimdir. | Open Subtitles | ربما أرغب في رؤيتك وأنت تحصل على المركز الأول و أنا لن أذهب حتى أراك تحقق ذلك |
| Ama kaybederse, birincilik için... üç takım berabere kalmış olacak... ve birinci, yazı tura atılarak belirlenecek. | Open Subtitles | وإذا خسروا فسيعودون ليتبارزوا مع ثلاث فرق على المركز الأول وهذا معناه محطم الحلقة الثلاثية سيجري بالقرعة |
| İncil kampında "En Anlamsız Konuşan" birincilik ödülüm. | Open Subtitles | هذه جائزتي لحصولي على المركز الأول في مخيم الانجيل |
| Evet, bir de birincilik için 400 papel. | Open Subtitles | بالإضافة إلى 400 دولار كـ جائزة لصاحب المركز الأول |
| Reklamlarda Bir numara olmasını istiyorum, ve oynamasını. | Open Subtitles | أريده أن يكون في المركز الأول في المفاوضات، وأريده أن يلعب |
| Bu da Bir numara olmanın zorluklarından biri Will. | Open Subtitles | هذه هي مشكلة الشخص عندما يكون في المركز الأول |
| "Andrew, sen Bir numara olmalısın!" | Open Subtitles | " أندرو" يجب عليك أن تحصل على المركز الأول |
| Galiba biri on sene üst üste birinciliği kazanmış. | Open Subtitles | يبدو وكأنه شخص فاز بجائزة المركز الأول لِعشر سنوات على التوالي |
| - 18.6 milyon dolarla bir numaralı. | Open Subtitles | المركز الأول فى الدولة لفئة الأكشن, 18.6 مليون |
| Okul birincisi olmak da aslında o kadar da mühim bir şey değil. | Open Subtitles | و حصولي على المركز الأول ليس بهذه الأهميه |
| Bu atış Dinesh Kumar Patel'i ilk sıraya yerleştirdi son bir yarışmacı ve yüz bin doların kazananı belli olacak! | Open Subtitles | هذا يضع "دينيش كومار باتل" في المركز الأول مع متسابق واحد فقط تبقى ! و 100.000 دولار في الإنتظار |
| - İlk sandalye. - İlk sandalye mi? | Open Subtitles | ـ المركز الأول ـ المركز الأول؟ |