"المروّعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • korkunç
        
    • berbat
        
    "Öyle korkunç koşullar hüküm sürüyordu ki, Tanrının oraya uğramadığı çok açıktı." Open Subtitles كان هناك تلك الظروف المروّعة والتى قرّر الرب أن لا يذهب هناك
    Ben insan hakları avukatıyım ve dünyada korkunç şeyler gördüm. TED أنا محامي حقوق مدنية، ولقد رأيت بعض الأشياء المروّعة في العالم.
    IQ test sonuçları, korkunç politikalar ile bilimsel olarak mesnetsiz ideolojileri temize çıkarmak için kullanıldı. TED تم استخدام نتائج اختبار معدل الذكاء لتبرير السياسات المروّعة والأيديولوجيات التي لا أساس لها من الناحية العلمية.
    Biliyorum, korkunç bir şey yaklaşıyor. Open Subtitles أعرف الآن أن تلك المخلوقات المروّعة قادمة
    Çok uzun zaman acı veren berbat testlere götürüldü. Open Subtitles هي أخذت المزيد من الأوقات وعانى من الإختبارات المروّعة.
    Daha önce de bir sürü berbat lakabım oldu. Open Subtitles نعم, أنا دعيت بالعديد من الأسماء المروّعة في حياتي
    Zihinlerimizi böyle korkunç fikirlerle dolduruyorlar. Open Subtitles إنّهم يملؤون رؤوسنا بكل تلك الأشياء المروّعة.
    Genelde bu korkunç gözlüğü takar. Open Subtitles يلبس أولئك عادة النظّارات المحدّدة ذهب المروّعة
    O gözler, o korkunç sarı gözler. Open Subtitles تلك العيون, تلك العيون الصفراء المروّعة.
    korkunç kayıpların listesine baktığımda bazen keşke bu kadar çok zafer kazanmak için gerekli olmasaydı diyorum. Open Subtitles عندما أنظر إلى قوائم الخسائر المروّعة أتمنّى أحيانا بأنّه ما كان ضرورياً ربح العديد من الإنتصارات العظيمة
    Nick, eve döndüğümden beri, korkunç şeyler oluyor. Open Subtitles نيك، منذ أن رجعت للبيت، الأشياء المروّعة تحدث.
    Görüştü ve senin hakkında korkunç şeyler söyledi. Open Subtitles حسناً ، لقد التقت بي و قالت بعض الأشياء المروّعة عنك
    Aslında bu korkunç vurulma olayın senin hatalarından ders çıkarması adına onun için bir fırsat olabilir. Open Subtitles على نحوٍ ما، ربّما تتيح حادثة إطلاق النار المروّعة تلك فرصة له كيّ يتعلّم من أخطائك
    Dünyadaki en korkunç ve sefil şeylerin birleştiği yer. Open Subtitles من بين كل الأشياء المروّعة والمزرية في العالم.
    Ama beni de, başına gelen korkunç şeyleri de hatırlamadın. Open Subtitles ولكنكِ لم تتذكّريني ولا حتى الأشياء المروّعة
    Yetkililer hâlâ dünya genelinde, gerçekleşen korkunç yıkımların... Open Subtitles عن المتورّطين في سلسلة من الأفعال التدميرية المروّعة إلى الجهة الأخرى..
    Evet, şimdiye kadar duyduğum en korkunç hikayelerden birkaç tane. Ayrıca, sana söyleyeyim, gözüm, sağ alt ranzadaki kızın üzerinde. Buraya geldiğimizden beri sessiz duruyor. Open Subtitles أجل ، بعض من أكثر القصص المروّعة التي سمعت بها لكنّي أراقب تلك الفتاة في السرير السفلي على اليمين أصبحت مُتوترة منذ وصولنا إلى هنا.
    Şu anda rahat koltuğumda oyun oynuyor olabilirdim. Ama onun yerine bu korkunç bovling pistine tıkılı kaldım. Open Subtitles لكنتُ عاكفًا على أريكة ألعاب مريحة الآن بدلًا من كوني حبيسٍ بصالة الهلاك المروّعة هذه.
    O zamanın her berbat anını hatırlıyorum. Ve sen... Gerçek olmamasından o kadar korkuyordun ki! Open Subtitles أذكر كلّ تلك اللّحظات المروّعة وإنّك تخشى أنّ حبّي لم يكُن حقيقيًّا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more