"المساعده في" - Translation from Arabic to Turkish

• yardım
• yardımcı
• yardımı

Küçük bir reklâm ajansına yardım ediyorum. Belki orada bir iş bulabilirim.
انني أقدم المساعده في وكالة اعلام صغيرة ,ربما أحصل على وظيفة هناك

Bir intihara yardım etmek mevcut yasalarımıza göre suç teşkil etmiyor.
المساعده في عمل عملية انتحار اختياريه لا تعد جريمه وفقاً للقوانين

Oh , hey, bana yardım etmeyi düşünür müsün?
أتمانع في أعطائي يد المساعده في هذا الامر؟

Üzgünüm efendim, ancak bu konuda size yardımcı olamayacağım.
آسف سيدي لا يمكنني المساعده في هذا الأمر

Bu saatte polisin bir yardımı olacağını sanmıyorum.
قد لا تستطيع الشرطة المساعده في هذا الوقت

Şu insanlara bir bak, Şükranlarını dostlarına yardım ederek gösteriyorlar.
انظري لكل هؤلاء الناس يقدمون المساعده في عيد الشكر لاي انسان قريب منهم

Peki, eğer birşeyler yapmak istersen sen ve kız arkadaşın şu bağışlanan şeyleri ayırmama yardım edebilirsiniz.
حسناً .. اذا كنت تريد عمل شيء انت و صديقتك تستطيعان المساعده في فرز هذه التبرعات

Ama Mitch'in katilini bulmanıza yardım etmek istiyorum.
ولاكن اريد المساعده في العثور علي قاتل ميتش

Ve bir üniversite kampüsünde geceleri yardım hattıni çalıstırıyoruz.
و ندير خط المساعده في الليل من مبنى الجامعه

Belki, bebeğin büyütülmesine yardım edebilirlerdi.
أعني . ربما كان يمكنهم المساعده في رعاية ذلك الطفل

Önce onlardan biri beni öldürseydi, ikisini de öldürmeye yardım edemezdim.
حسناً لا يمكني المساعده في كل أي منهما لو أن أحدهم قتلني أولاً

Ben Salı günü yoklama yerinde de yardım kaydoldum.
يجب علي المساعده في الانتخابات يوم الثلاثاء القادم

Bunu erkek erkeğe konuşabiliriz eğer ne olduğunu bilirsem sana her türlü yardım edebilirim fakat neyle uğraştığımı bilmedikçe seninle burada olmak nasıl bir şey bilemem.
واستطيع ان اقول ذلك كرجلاً لرجل واستطيع المساعده في اي شئ اذا كنت اعلم ما هو ولكني لا اعلم شيئاً

yardım geliyor. Haydi uyan. Dayan ahbap.
المساعده في طريقهم إلى هنا هيا تماسك يا صديقي

Ama yardım gerçekten yoldaymış ve kısa süre sonra İsviçre Büyükelçiliği'nden bir araba gelmiş.
ولكن المساعده -- المساعده في الطريق ,وبعد ذلك بفتره قصيرة وصلت سيارة من السفارة السويسرية

Üzgünüm efendim, bu konular hakkında size hiç yardımcı olamayacağım.
آسف سيدي لا يمكنني المساعده في هذه الأمور

Eğer öbür tarafa geçmek istersen, sana yardımcı olabilirim.
إذا اردتي المساعده في العبور إلى عالم الأموات سأكون سعيده بمساعدتكِ

Tek istediğim bu zor zamanlarında sana yardımcı olmak.
أنا فقط أحاول المساعده في هذه الظروف الصعبة

Alvo'nun, bu soruşturmada bize yardımı olur diye düşünüyoruz.
ربما ألفو يستطيع المساعده في تحقيقنا

ABD seçim yardımı komisyonu?
اللجنه المساعده في الانتخابات ؟