Çalıştığım mesafeler bazen ormanda iki-üç saat oluyor. | TED | المسافات التي أعمل فيها هي في بعض الأحيان ساعتان إلى ثلاث ساعات في الغابة. |
Bunlar, bu şekilde yürüyebilmesi için tüplerin arasında bırakılması gereken mesafeler. | TED | هذه المسافات من الأنابيب التي تجعلها تمشي بهذه الطريقة |
Haklısın, istemiyorum. Uzun mesafeli ilişkiler asla yürümez. | Open Subtitles | صدقتَ، لا أريد، العلاقات عبر المسافات البعيدة لا تنجح أبداً |
Ultamaraton koşusu yaptım. 50 Mil kadar bir mesafeyi koştum. | TED | ثم جريت لـ 50 ميل، ماراثون المسافات البعيدة |
Bundan dolayı daha Uzak mesafeleri koştukça, hayallerim daha da büyüyordu. | TED | فكلما زادت المسافات التي أركضها، كلما كبرت أحلامي، |
Antakya'nın uzaklığı gittikçe kısalmıyor ve ben de gittikçe gençleşmiyorum. | Open Subtitles | المسافات لا تقصر مع الزمن و الشخص لا يصير شاباً |
Derler ki; mesafeler arkadaşlığı daha da güçlendirirmiş. | Open Subtitles | يقولون بأن المسافات تنمي علاقة الصداقة بطريقة قوية |
Bizi ayıran... bu mesafeler... tekrar bulaşmamızı... imkansız kılıyor. | Open Subtitles | هذه المسافات التى تفرقنا أن نتقابل ثانيه غدا قد يكون أو لا يكون |
Bizi ayıran... bu mesafeler... tekrar bulaşmamızı... imkansız kılıyor. | Open Subtitles | المسافات .. التى تفرقنا أن نتقابل ثانيه غدا قد يكون أو لا يكون |
Bizi ayıran... bu mesafeler... tekrar bulaşmamızı... imkansız kılıyor. | Open Subtitles | هذه المسافات التى تفرقنا أن نتقابل ثانيه غدا |
Uzak mesafeli ilişkilerde hiçbir zaman iyi olmadım. | Open Subtitles | لم أكن أبداً بارعة في علاقات المسافات الطويلة |
En başarılı gezginler uzun mesafeli uçuculardır | Open Subtitles | أكثر المسافرين نجاحاً كانوا طائري المسافات الطويلة |
Uzun mesafeli yarışlar, katılımcılarına dijital ölçüm çipleri dağıtır. | Open Subtitles | كما تعلم، في سباقات المسافات الطويلة توزع رقائق توقيت رقميّة لكل المشاركين |
mesafeyi azaltmak ve boşluğu daraltmak isteriz. | TED | نريد أن نقلل المسافات ، نريد ردم تلك الفجوة. |
Bu hikâyeyi anlatarak bu gücü ortaya çıkarmak ve sormak istedim. Aramızdaki bu mesafeyi nasıl azaltabiliriz? | TED | بسردي لهذه القصة، أردتُ أن أُبرز تلك القوة. وبعدها أسأل: كيف يمكننا تقريب المسافات بيننا؟ |
Bu süre boyunca ışık çok geniş mesafeleri aşmıştır. | Open Subtitles | في نفس الوقت الذي يقضيه الضوء في رحلته عبر هذه المسافات الواسعة |
Benim sorunum da bu işte. Aramızdaki mesafeleri hiçe sayarak beraber çalışmamızı çok isterdim. | Open Subtitles | أنا أتسائل ما إذا كنا قادرين أن نتعامل معاً تجارياً برغم المسافات التي تفرقنا |
Albay O'Neill'ın yazdığı denklemin gezegensi kütleler arasındaki uzaklığı ölçmede, devrim niteliğinde bir formül olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن المعادلة التى كتبها الكولونيل أونيل هى معادلة ثورية لحساب المسافات بين الكواكب |
Şimdiye kadar ülkeler Uzak mesafe avlanmalarını çok gizli tuttukları için bunu tam olarak bilmek zordu. | TED | حتى الآن يصعب معرفة الإجابة بدقة لأن البلدان تعتمد السرية الشديدة فيما يتعلق بالصيد في المسافات البعيدة. |
Araçta uzaklık tahmini için bir radar bulunuyor. | TED | ثمة رادار بالسيارة لتقدير المسافات |
Ve atomlar arasında tümünde büyük boşluklar vardı. | TED | ومن ثم هناك نوع من المسافات الكبيرة في التجويفات بين الذرات. |
Muazzam mesafelerde bile gerçek zamanlı çalışır. | Open Subtitles | انها تعمل عبر المسافات البعيدة و ببث مباشر |
Evet, ve kelimelerin arasındaki boşluklara bak, o küçük, cimri boşluklara. | Open Subtitles | نعم ، وانظر المسافات بين الكلمات هذه المسافات الصغيرة |
Bu mesafelerin hepsini yok et. | Open Subtitles | " لتدمر كل تلك المسافات " |