Bunu yapmak için gerekli izine sahip olmanıza imkan yok. | Open Subtitles | من المستحيل أنه قد كان لكِ سلطة لتفعلي هذا |
Bu gece görmesine imkan yok zaten. | Open Subtitles | و من المستحيل أنه سيراه الليلة. |
En az bir striptizciyi boğazlamamış olmasına imkan yok. | Open Subtitles | من المستحيل أنه لم يقم بخنق " " راقصة تعرّي واحدة على الأقل |
Böyle koltuklarda kan bulmanın imkanı yok. | Open Subtitles | من المستحيل أنه يمكن تنظيف الدماء من المقعد بهذه الطريقه |
Şunu da söyleyeyim, buna değeceğini düşünmediği herhangi bir şey yapmış olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | وأنا أخبرك, من المستحيل أنه فعل كل هذا ما عدا لو اعتقد أن الأمر يستحق |
Notu saklamasının imkanı yok. | Open Subtitles | من المستحيل أنه قد قام بدفن هذا المستند |
Onun olmasına imkan yok. | Open Subtitles | من المستحيل أنه هو الفاعل |
- Dinleyin, onun bizden önce davayı çözmesinin imkanı yok. | Open Subtitles | إسمع من المستحيل أنه يحل القضية قبلنا |
Alucard ve yanındaki ile karşılaşırsa... Öylece bir şey yapmadan durmasının imkanı yok. | Open Subtitles | مع (ألكارد)، فمن المستحيل أنه سيقف صامتاً إزاء هذا |